Merdan Yanardağ, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Tele 1 ekranlarında yaptığı konuşmada ülkemizde binlerce masum insanın ölümünden sorumlu, bebek katili Abdullah Öcalan hakkında söylediği; “İmralı’ya baktığımız zaman, 70 yaşını geçmiş bir Abdullah Öcalan ve kabul etmek gerekir ki çok uzun süredir, 25 yıldır kesintisiz hapiste ve tecritte olan bir kişiden söz ediyorum. Ailesiyle bile görüşemiyor, avukatlarıyla görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan hafife alınacak birisi değil. Neredeyse cezaevinde filozof oldu çünkü okumaktan başka bir şey yapmıyor. Siyaseti doğru okuyan, doğru gören, doğru çözümleyen son derece zeki birisidir.” Sözleri nedeniyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucunda "Suçu ve Suçluyu Övme" ve "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından tutuklanarak 27 Haziran’da eski adı Silivri Cezaevi olan Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
Bu tutuklamaya karşı HDP’nin gösterdiği tepkiyi anlamak(!) mümkün.
Yanardağ, onların da defalarca tekrarladıkları bir “talebi” dillendiriyor.
14-28 Mayıs tarihleri arasında Ümit ÖZDAĞ’a bakanlık verecek kadar milliyetçiliğin(!) destanını(!) yazan CHP ise aslına rücu ederek Milliyetçiliğin “safları” tavlamak için kullandığı bir yem olduğunu göstermekte gecikmedi.
İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve Aydın Milletvekili Evrim Karakoz'dan oluşan CHP heyeti, Merdan Yanardağ'ı (1 Temmuz) cezaevinde ziyaret ettiler.
Ziyaret sonrası Enis Berberoğlu (Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmış ancak milletvekilliğinin devam etmesi nedeniyle ceza infaz edilememişti) “Tıpkı Merdan Yanardağ gibi biz de dimdik ayakta olacağız. Boyun eğmeyeceğiz. Baskılara direneceğiz. Bu bir oyun. Bu işin mahkemelerin, hâkim, savcı ve cezaevlerinin olması bu oyunu değiştirmez. Kamuoyu nezdinde başlandı. Merdan Yanardağ'ın ismine, itibarına, gazeteciliğine, kanalına haksız yere saldırıldı. O ne bir suçlu, ne bir terörist. Sizin de sadece Merdan Yanardağ'ın yanında değil, Tele1'in yanında olmanızı ve destek vermenizi bekliyoruz." Diyerek yargının müdahil olduğu süreci oyun olarak niteledi.
Kendisi Fetö’nün MİT TIR’ları oyununda figüran olarak rol aldığı için kanunun suç olarak nitelediği bir fiili oyun olarak geçiştirmesini anlayabiliyoruz.
Bunlar sık başvurdukları ucuz numaralar, tuvalet terliğine oy verebilecek kadar çaresiz sosyolojiye yutturabilirler ama millet yutmaz.
Muhtereme göre ne mahkemelerin ne hâkimlerin ne da savcıların işin içinde olmasının hiçbir önemi yokmuş. Çünkü Merdan Yanardağ suçlu da değilmiş, terörist te.
Devletin güvenliği için gizli kalması gerekli bilgileri açıkladığı için suçlu bulunarak hüküm giyen bir hainden başka bir tavır da beklenemezdi.
Ne diyordu Bedri Rahmi Eyüboğlu;
“Uyyy!.. yesun oni nenesi Yesun oni nenesi”
Ancak sadece o değil TR 705 kod numaralı malum CHP milletvekili de “Muhalefetin bilinen en büyük bir aktörü gözaltına alındı. Bunun üzerinden tartıyorlar kim ne kadar yanında değil… Sözde muhalefet de bu tutuklama sürecine benzin attı… Bunun arkasında tesadüfler yok. Planlanmış ve yerel seçimlere kadar sürecek bir akıl var… Bizim buna göre kendimizi dizayn etmemiz lazım. Ama bizde bu var mı? Muhalefette bu yok… Maalesef… Dağınıklık var… AKP’nin bize çizdiği sınırları bekliyoruz. Masaya yumruk vuran biz olmadığımız sürece, AKP’nin çizdiği sınırlar içinde siyaset yapmaya mecbur olacağız.” Sözleriyle Merdan Yanardağ’a destek verirken kendi partisi de dâhil tüm muhalefeti ağır biçimde suçladı.
Peki, şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Ama şaşırmadığımız bir gerçek daha var.
CHP tam da bu nedenle seçim kaybetmesine ve bu kafayla giderse yeni kayıplar yaşayacağı bilinmesine rağmen zerre kadar ders almadan aynı yanlışları yapmaya devam ediyor.
Sonra da bu millet bize neden oy vermiyor diyor
Söylenenlerin basın ve ifade hürriyeti kapsamında olmadığını özellikle vurgulayan Prof. Ersan Şen, "Bu bakış açısı nedeniyle CHP seçim kaybetti. Eğer bu sözler söylenmişse kaybedilecek çok seçimler var demektir." diye konuştu. Terörist başının salıverilmesinin kanunlarca imkânsız olduğunun da altını çizen Şen, "Gün yüzünü görebilmesi mümkün değildir. Bir hüküm yoktur yasaklanmıştır konu nettir." Diyerek meseleyi özetledi.
İşin CHP kısmı usta şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun; “Aferin oğlum Ahmet, Sen bu yolda devam et” dizelerine uygun bir şekilde devam ediyor.
Konuya ilişkin olarak İyi Parti’den sert tepkiler gösterildi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu: İYİ Parti Sözcüsü olarak söz konusu kanalın hiçbir yayın davetine icabet etmeyeceğini açıkladı.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu: “Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde malum kanalın yayın ve iftira politikası bugün daha da anlam kazandı. Türkiye’nin herhangi bir sürecinde terör örgütü elebaşını “aktör” olarak kabul etmek büyük bir aymazlık ve suç ortaklığının ifşasıdır. Terör başını övmek, terörün kendisi kadar tehlikelidir. Öcalan bir katildir. Terör örgütü pkk’nın elebaşıdır.”
İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu: “Hiç şaşırmadım… Merdan Yanardağ, dünden bugüne bu büyük millete yapılmış her türlü alçaklığın hamisidir. Değişen bir şey yok!..” .
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem: “Yok artık insaf ayıp artık ayıp. Hiç mi sınırınız yok. Başlarım ben onun kitap okumasına da, siyasetine de. PKK’nın başı, bebek katili terörist Öcalan’ı korumak için konuşurken bu ülkenin Kürt vatandaşlarına hiç sordunuz mu? Terörist başı Öcalan için güzellemeler yapmak en hafifinden, Kürt vatandaşlarımız dâhil 85 milyona hakaret etmektir. Bu ülkenin 40 seneyi aşkındır PKK teröründen çektiği acılarına bu kadar yabancılaşmanın izahı, amacı nedir? Uluslararası hukuka göre de, iç hukuka göre de, şehitlerimizin, ailelerinin ve milletin vicdanına göre de Türkiye, Öcalan’ı ömür boyu hapiste tutma hakkına sonuna kadar sahiptir. Bu ülkede her kim ki Öcalan’ı serbest bırakmaya kalkar ya da aklından geçirir ise bu millet onu tükürüğüyle boğar.”
İYİ Parti Mali İşler Başkanı ve Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır: “Abdullah Öcalan eli kanlı, bebek katili bir teröristir. Bu alçağa güzelleme yapan ve hapisten çıkarılmasını talep eden vatan hainidir. TELE1 Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ı şiddetle kınıyorum. Devletimizin savcılarını göreve davet ediyorum.”
İYİ Parti Aksaray Milletvekili Turan Yaldır: “Terörist başı Öcalan’a methiyeler düzen ve siyasi tutuklu olduğunu iddia eden Merdan Yanardağ onun vatan haini bir bebek katili olduğu gerçeğini gizleyemeyecektir. Merdan Yanardağ gibi HDP(pkk) çizgisindeki terör sevici müptezelin seçim sürecinde Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener’e ve İYİ Parti’ye düşmanlık etmesinin bir sebebi vardı elbet… Tv ekranlarından terörü ve teröristi övmek, teröristlerin en güçlü silahlarından biridir. Öcalan bebek katilidir. Hain terör örgütü pkk’nın elebaşıdır. Türk yargısının bu zat hakkında gerekeni yapacağına inanıyor, konunun bizzat takipçisi olacağımı beyan ediyorum.”
İYİ Parti Kurucular Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Kadriye Ünler: “O bir siyasi mahkûm değil, o bir bebek katili, eli kanlı bir terörist. Binlerce askerimizin, Mehmetçiğimizin katili. Toplumun vicdanında onun yeri zaten belli. Hangi saikle hareket ettiğin ya da kime hizmet ettiğini tahmin etmek zor değil Merdan Yanardağ.”
İfadeleri ile tepkilerini sert ifadelerle dile getirirlerken (TR 705’i kızdıran muhtemelen bu açıklamalardı) İyi Parti Milletvekili Turhan Çömez’in; “Merdan Bey'e geçmiş olsun ben kendisiyle aynı davada yargılandım. Merdan Bey'in kanalda söyledikleri benim doğru bulmadığım şeyler. Asla ve asla bu kelimeleri kullandı, bu duruşu ortaya koydu diye kendisinin içeriye alınması, tutuklanması, yargılanması kabul edilemez. Bu artık hukukun Türkiye'de ne kadar ayaklar altına alındığının göstergesi.” sözleriyle üstelik yargıyı da suçlayarak Merdan Yanardağ’ı savunması dikkatlerden kaçmadı.
Partili arkadaşları Savcıları göreve çağırıp, Türk yargısının görevini yapacağına inandıklarını ve yargı sürecini takip edeceklerini söylerken Turhan Çömez neden Merdan Yanardağ’a destek veriyor?
Madem yargının görevinin yapması hukukun ayaklar altına alınması oluyor o zaman biz de Turhan Çömez’in hukuku bir zamanlar kendisinin nasıl ayaklar altına aldığına bir örnek verelim.
“Turhan Çömez, suç duyurusunda bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, bir süre önce, terör örgütünün elebaşı ile ilgili Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bir soru önergesi verdiğini hatırlattı.
Soru önergesinde, terör örgütünün elebaşının hangi suçlardan yargılandığını ve bölücü terör örgütünün insan kaçakçılığı, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili suçlarının sabit olup olmadığını sorduğunu belirten Çömez, şunları kaydetti:
“Sayın Bakan verdiği cevapta, Öcalan'ın Devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya matuf bir suçla yargılandığını ve hüküm giydiğini belirtti. Ancak aynı cevapta, terör örgütünün, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı suçlarına karıştığını, ellerinde buna dair belgelerin olduğunu vurguladı.
Bunun üzerine Ben de Sayın Çiçek'e TBMM aracılığı ile yeni bir soru önergesi vererek, Bölücü başının neden bu suçlardan da yargılanmadığını sordum. Ve terör örgütünü kuran, idare eden biri olarak insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı suçlarından da yargılanması gerektiğini ifade ederek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurusunda bulundum.
Terörist örgüt, siyasal uzantıları ile dünya kamuoyu nezdinde kendini akredite etmeye ve siyasallaşmaya gayret ediyor. Özellikle AB cephesinden de önemli mesafeler aldı. Oysa bölücülük suçu dışında tüm dünyanın insanlık suçu olarak kabul ettiği, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi suçlar da var ve bunlar sabit. Bölücü başının bu suçlardan da yargılanması gerek.”
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığı'nın elinde konuyla ilgili olarak çok sayıda bilgi ve belge olduğunu bildiren Çömez, terör örgütü elebaşının yargılandığı dosyada da pek çok belgenin mevcut olduğunu söyledi.
Çömez, “Bunların ele alınıp, yeni bir dava açılması gerekir. Dünya terör örgütünü İmralı? dan yönetmeye çalışan terörist başının bu yönünü de iyi bilmeli ve anlamalı” diye konuştu.(Hürriyet.com.tr /Aralık 29, 2006 )
Dün terör örgütünü İmralı’dan yönetmeye çalışan terörist başının insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığından da yargılanması için suç duyurusunda bulunan Çömez, bugün terörist başına övgüler düzerek “filozof” oldu diyen Yanardağ’ın tutuklanmasını hukukun ayaklar altına alınması olarak niteleyerek muhteşem(!) bir iki yüzlülük örneği sergiliyor.
Neyse ki artık bu ülkede hukuk, çömezlerin akıllarıyla işlemiyor.
Elbette yargı görevini yerine getirecektir ama partisi Turhan Çömez’e üstelik yargıyı suçlayarak Yanardağ’a verdiği desteğin hesabını sormayacak mı?
Son Kongrede; “Artık bu partide şımarıklık, hadsizlik bitmiştir. Herkes haddini bilecek” diyen Genel Başkan Meral Akşener’in bu konudaki tavrını merakla bekliyoruz.
Bakalım şımarıklık, hadsizlik bitmiş mi?
Yoksa bazılarının şımarıklık, hadsizlik ve ikiyüzlülüklerine göz yumulmaya devam mı edilecek?