Bilmiyorum farkında mısınız ama özellikle büyük camilerde cemaatle huzurlu bir şekilde namaz kılmak artık mümkün değil.
Ne zaman camiye gitsem namaz esnasında mutlaka bir hatta birkaç kez telefonlar çalıyor ve ne yazık ki huşuyu alıp götürüyor.
Hocalar namaza başlamadan önce sözlü olarak uyarıyor, cami girişlerine namaz kılarken telefonların kapatılması uyarıları yazılıyor ancak cemaatin bir kısmı ısrarla ve inatla bunu dikkate almıyor.
Yani zaman zaman müzik eşliğinde namaz kılmak zorunda kalıyoruz.
İşin garibi namazda telefonu çalan bazı kişiler mahcup olmak yerine selam verir vermez pişkin pişkin telefonla görüşüyorlar.
Allah aşkına namaz arasında görüşmenizi gerektirecek kadar önemli ne olabilir?..
İki dakika sabretsen çatlar mısın?..
Bazen namazı kesip telefonla görüşenler bile oluyor.
Başkalarının kızının etek boyu, ayakkabısının topuğu, başkalarının oğlunun kulağındaki küpeye zehir zemberek eleştiri getiren, başkalarının dindarlığını sorgulayan ve yerden yere vuran Müslüman camide cemaatin huzurunu ve namazın güzelliğini bozan telefon sesini önlemeyi beceremiyor.
Gerek görmüyor.
Be mübarek… Çok işi olan bir adamsan camiye gelme. Namazını dükkanında/evinde kıl.
Camiye geldin mi beş dakika telefonunu kapat ya da sessize al.
Ölür müsün beş dakika telefonu kullanmasan.
Bu kadarcık bir hassasiyeti göstermeyen/gösteremeyen Müslümanın devasa sorunların çözümüne bir kuruşluk katkısı olur mu?..
Olmadığı yaşadıklarımızdan belli değil mi?.
Baksanıza banka kurtarmak için Cevşen okuyorlar..
Olay sadece telefon sesinden de ibaret değil..
Özellikle genç ve orta yaştaki Müslümanlardan bazılarının camiye girer girmez cep telefonuyla meşgul olduklarını, Cuma namazlarında hutbe okunurken ellerindeki telefondan internete girdiklerini, mesaj yazdıklarını ve mail okuduklarını yanı başımızdaki örneklerden görüyoruz.
Hutbeyi dinlemek farz ancak Müslüman cep telefonuyla meşgul oluyor.
Dünyadan bu kadar kopamıyorsak camide ne işimiz var?..
Hem farzı terk ediyor ve hem de yanındaki cemaatin dikkatini dağıtıyor.
Kimse kimseye zorla Cuma namazı kıldırmıyor.
Gelme kardeşim, telefonundan on dakika kopamıyorsan, kimden ne mesaj geldiğini merak edip okumadan duramıyor isen gelme camiye.
Sadece ülkemizde değil, bu sorumsuzluğa Kabe’de teravih namazı kılarken de tanık olmuştum.
Orada teravih namazları hatimle kılındığı için uzun sürüyor.
Müslüman üç dört dakika telefonuyla meşgul oluyor hoca rükuya ineceği zaman tekbir alıp cemaate uyuyor. 2 rekatın sonunda selam verir vermez başlıyor gene telefonla oynamaya..
Ne hali varsa görsün diyeceğim ama yanındakinin huzurunu bozuyor.
İşin hüküm kısmı benim haddim değil. Ancak cemaatten birisi olarak ben camiye gittiğim zaman huşu içinde ve huzurla namaz kılmak istiyorum.
Ben müzik eşliğinde namaz kılmak istemiyorum.
Bu sorumsuz Müslümanları uyardığınızda çoğu zaman tepki ile karşılaşıyorsunuz.
Ne yapacaktık. Müziğin sesini aç usta mı diyecektik?..
Sadece camide değil, cenaze namazı kılınıyor sağdan soldan cep telefonları çalıyor.
Cenaze defnediliyor, kimi telefonlardan oyun havası kiminden ilahi müzikleri çalınıyor, yetmiyor Müslüman orada cep telefonuyla konuşuyor.
Bu kadar mı duyarsız olduk?.. Bu kadar mı saygısız olduk anlamakta zorlanıyorum.
Ama bu kişilere bakarsanız kendilerinden dindar yok.
Ya da unutmuşuz diyorlar.
Unutmayacaksın kardeşim. Ay başında maaşını almayı unutuyormusun?.
Camiye girerken de telefonunu kapatacaksın.
Sadece telefon sesleri değil cemaate rahatsızlık veren.
Özellikle yabancı dillerde küfür ve müstehcen ifadelerin yer aldığı tişörtlerle/gömleklerle camiye gelen Müslümanlar var. Belki giydiği gömlekteki yazılanın manasını ve küfür olduğunu bilmiyor.
İyi de be mübarek bilmediğin şeyi niye giyiyorsun.
Siz namaz kılıyorsunuz önünüzdeki gencin sırtında küfürlü sözcükler var.
Ya da şekilsiz şemalsiz resimler..
İstanbul’da görmüştüm. Bir Müslüman camiye sırtında bir viski markasının logosunun yer aldığı kabanı giyerek gelmişti.
Arkasındaki kişi o viski logosuna bakarak namaz kılmak zorunda kalmıştı.
Geçenlerde bir haber vardı. Güney Kıbrıs’ta yaşayan bir Türk oğluna Fatih Sultan Mehmet ismini verdiği için başına gelmedik kalmadığını ve bu ismi mutlaka değiştirmesinin istendiğini söylüyordu.
Onlar isme tahammül edemiyor biz camide küfür yazılı tişörtler giyiyoruz.
Hocanın dediği gibi yol oluyor yol..
Böyle böyle sulanıyor..
Laçkalık böyle böyle başlıyor.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi açılan bir davada işverenlerin iş saatlerinde çalışanların özel cep telefonu görüşmelerini yasaklayabileceği hükmüne varmış. Gerekçe ise, cep telefonu melodileri ve mesaj seslerinin diğer çalışanları rahatsız etmesi.
Cami bir işyeri değil ama bir ibadet yeri ve telefon kullanılmaması gereken süre taş çatlasın on dakika sürer.
Cemaat mesaj ve melodi seslerinden rahatsız olduğuna göre camilerde cep telefonu kullanımının önlenebileceği tedbirler alınmalıdır.
Şu hale bakın, Müslümanın huşu içinde namaz kılmasına yine camiye gelen sorumsuz ve saygısız bir başka Müslüman engel oluyor.
Üç kişinin telefonu çalıyor elli kişi rahatsız oluyor.
Aslında Müslüman duyarlı olsa sorun çözülecek..
Ama diyeceksiniz ki bazı camilerin tepelerinde ve minarelerde baz istasyonu var.
Siz telefonu nasıl yasaklayacaksınız?..
Doğru.
O zaman tek çözüm Müslümanın basireti.
O da olmadığına göre benimkisi boşa yazılmış yazı..
Ağaç demiş ya “benim baltaya lafım yok, sapı bizden”..