Alçaklara kar yağdı
Üşümedin mi?
Sen bu işin sonun
Düşünmedin mi?
Halime’ye söylenmiş bir türkünün sözleri bunlar.
“Kızım sana söylüyorum gelinin sen anla” demiş büyüklerimiz.
Biz de kanton hayalleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkabileceklerini zanneden, eşlerinin ve çocuklarının gözü önünde masum insanları en vahşi hayvandan daha kalleşçe öldüren yaratıklara söylüyoruz.
Eğer sırtınızı ite kopuğa yaslayıp Türkiye Cumhuriyetine meydan okumaya kalkışıyorsanız, düşüneceksiniz sonunuzu.
Hele Kandil’e yaslayıp sırtınızı, efelik yapmaya kalkarsanız daha da fazla düşüneceksiniz.
Bankamatikten para çeken sivil giysili Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya’yı sırtından kahpece kurşunluyorsanız düşüneceksiniz sonunuzu.
Eşi ve çocuğunun gözü önünde sivil halde iken Binbaşı Arslan Kulaksız’ı kahpece kurşunluyorsanız düşüneceksiniz sonunuzu.
En kahraman heval sıfatıyla ambulans ve hastane kurşunlarken, itfaiye aracının yangına gitmesini engellerken düşüneceksiniz sonunuzu.
Masumları yetim, mazlumları dul bırakıyorsanız düşüneceksiniz.
Uykudaki polislerimizi enselerinden vurup kabadayılık taslarken düşüneceksiniz.
İntikam intikam diye ağzınızdan salyalar akıtırken düşüneceksiniz.
Kuduzluk ayağına yatıp ta ne ısırırsam kar diyorsanız yine düşüneceksiniz.
Çünkü kuduz köpeklere ne yapıldığını biliyor olmalısınız.
Bir elinde silah, bir elinde sazla rol kesmek bir yere kadar.
Aydınlarından doğanların parlatmaları, jölelemeleriyle, bir yere kadar.
Cihangir’de Etiler’de, Nişantaşı’nda epey hayranlarınız var biliyoruz.
Polisi, askeri öldürdüğünüzde “üzülmediklerini paylaşan” zevkten dört köşe olan “fan”larınız var.
Asker, polis, masumlar ölünce nedense aranılan cici(!) çocuklara ulaşılamıyor.
Nasıl etsek te katilleri gizlesek diye çırpınan özgürlük(!) abidelerine de ulaşılamıyor.
“Beraber iyi sallamıştınız ”.
Hakikaten iyi sallıyorsunuz.
Hayır, sakınca yok yine sallayın da dikkat edin fazla sallanmayın.
Sallandıkça boyalarınız, cilalarınız dökülüyor.
Boyalarınızın altından da akıttığınız masum kanları görünüyor.
Siz her gece kandilde mehtaba çıkarken, polise tokat attığınız ele övgüler düzerken, masum gençleri Suruç’ta kabak gibi ortada bırakıp havuz sefaları yaparken, üfürükten şeyhlerin tükürükten müritleri ile kanton hayalleri kurarken, Serok Obama, Biji Obama güzellemeleri yaparken, bu aziz milletin bu aziz devletin sabrının bir yerde biteceğini de hesaba katacaktınız.
Masum insanların kanlarının yerlerde bırakılmayacağını hesaba katacaktınız.
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için çalışacağına namusu ve şerefi için yemin eden birisi, ‘PKK isterse Türkiye’yi tükürükle boğar’ der mi?..
Kanalizasyon borularında delikanlı fare rolü kesmekle olmaz bu işler.
Hele çıkın bir kanalizasyon borularından şöyle bir de neye tüküreceğimizi görelim.
Bakalım kim kimi tükürükle boğuyor.
Ne ara böyle delikanlı(!) oldunuz.
Kandil’den gaz mı verdiler?
Pensilvanya’dan selam mı gönderdiler?
Bu kafa taştan bir kafadır ve fakat fincan da taştan oyulur.
Öyle ABD’ye, İngiltere’ye, Fransa’ya, Almanya’ya güvenip artistlik yapmayacaktınız.
Onlar sizlere en fazla kanalizasyon hatlarında kahraman fare rolü verirler. Bir kanalizasyon hattından alırlar başka bir kanalizasyon hattına koyarlar.
Bir fare ne kadar kahraman olursa sizin de kahramanlığınız o kadar olur.
Nişantaşı’nın, Etiler’in Cihangir’in gazlamalarına da fazla güvenmeyin.
Uşaklık ettiğiniz sürece yanınızda görünürler.
Şu anda düşmanlarının düşmanı olduğunuz için pariteniz yüksek.
Yeni uşaklar bulduklarında sizi bir dakikada satarlar.
Birisi “höt” desin bakalım ne oluyor?
Bir de zırt pırt, barış kardeşlik demokrasi nutukları çekmekten vaz geçin.
Herkes salak siz mi akıllısınız?
Kanlı ellerle, kinli gözlerle neyin barışı neyin kardeşliği?
Sadece yakmaya, yıkmaya, öldürmeye programlanmış bir yapıyla barış yapılacağına İnanan varsa bulun ve hemen turşusunu kurun. Lazım olur.
Bu vatan sahipsiz değil. Yolda bulunmadı. Her beyni olanda akıl olmadığı için anlamakta zorlananlar olabilir.
İşte o yüzden anlamayanlara ve anlamamakta direnen hainlere anladıkları dilden göstere göstere dersleri veriliyor.
Şair ne güzel söylemiş;
Uğruna ölmekse eğer seni yaşatmak, bin defa ölürüm de adına leke sürdürmem.
Gururdur, namustur bayrak ve sancak, Aksa da kanım korkma; haini güldürmem!