Türkiye; birkaç üzücü olay dışında bir seçimi daha büyüklüğüne yakışır demokratik olgunluk içinde tamamlayarak beş yıllık süreyle görev yapacak yerel yöneticilerini seçti.
Ortada rekabete dayalı bir yarış söz konusu olduğundan her seçimin kazananları ve kaybedenleri vardır.
Kazananların sevinmeleri, kaybedenlerin üzülmeleri normaldir.
Ne kazanmak her şeye sahip olmaktır ne de kaybetmek dünyanın sonudur.
Millet iradesinin ortaya konulduğu yerde kaybedenlerin bahaneleri teferruat olduğundan teferruatla zaman kaybetmek yerine kazananlar tebrik kutlama faslını kısa tutup bir an önce göreve başlamalı ve verdikleri sözleri yerine getirmelidirler.
Unutulmamalıdır ki kazandıkları o koltuk tapulu malları değildir.
Sözlerini yerine getirmeyen, vatandaşa tepeden bakan ve kendi çıkarlarına öncelik verenlerin akıbetleri gerek bu ve gerekse bundan önceki seçim sonuçlarıyla ibret verici bir şekilde ortaya konulmuştur.
Yarışa giren herkes ne sevinci ne de üzüntüyü abartmadan herkes halkın iradesine saygı duyarak sonucu kabullenmeli, “doğru rakamların yanlış toplanması sanatı” olarak da tanımlanan istatistiği kullanarak “rakam/oran cambazlığı” yapmamalıdır.
Elbette (sağduyulu) siyasi partiler sonuçları kendi siyasi ölçüleri içinde değerlendireceklerdir.
Siyasi değerlendirme bizim işimiz değil..
Fakat bu ülkenin bir vatandaşı olarak seçim sonuçlarına genel olarak bakıldığında ülkemiz adına belki de en sevinilecek konu; doğusuyla batısıyla ülkemizin bölünmez bütünlüğünün milletimiz tarafından tescil edilmesidir.
Doğu ve Güneydoğudaki kardeşlerimiz; terör tehdidine, dayatmaya, çukur siyasetine karşı durarak terör örgütü uzantılarının arka bahçesi olmadıklarını göstermekle kalmamış batı kaynaklı etnik kışkırtmaya da dur demişlerdir.
Bu; gelecek için ülke adına önemli ve ümit veren bir kazanımdır.
Ve bir belediye başkanlığı kazanmaktan çok daha fazla anlam taşımaktadır.
Değeri bilinmeli ucuz polemiklere konu edilmemelidir
Seçimler demokratik yarışlardır, intikam aracı değildir.
Ama ne yazık ki yaşını başını almış bir siyasetçi eskisi seçim öncesinde bu seçimleri bir intikam aracı olarak değerlendirme gafletinde bulunmuştu.
Tecrübeli dediklerimiz böyle sorumsuz davranırsa cahillere söyleyecek sözümüz kalmaz.
Anayasa değişikliği referandum ile gerçekleştirilmiştir.
Yani sistem değişikliği halkın oyu ile gerçekleştirilmiştir.
Demokrasiye saygısı olan böyle yakışıksız sözler söylemez.
Halkın tercihi hoşunuza gitmese de kabul etmek zorundasınız.
Bir taraftan “demokrasi havariliği” yapıp diğer yandan halkın oyları ile değiştirilen yönetim sistemine atfen “intikam çığlığı” atan fosilleşmiş demokrasi istismarcıları da halktan cevabını almıştır.
Ağızlarından çıkanı kulakları duymayanlar başkalarının ağzından çıkan lafları duymak zorunda kalırlar.
Normalde insan yaşlandıkça olgunlaşır ama isimleri lazım değil bazı siyasilerimiz yaşlandıkça dillerinin ayarı bozuluyor.
Hak etmiş olsalar da yaşlarına hürmeten daha ağır ifadeler kullanamıyoruz.
Yazık.. gerçekten yazık..
XXX
Seçim; Çankırı yerel yönetiminde bir kan değişikliğine sebep oldu.
İnşallah sonuçları da hayırlı olur.
Önemli olan seçilenin kim olduğu değil, Çankırı için ne yaptığı/yapacağıdır..
Bu vesile iye yeni Başkan İsmail Hakkı ESEN beyi tebrik ediyor Çankırı için hayırlı ve yararlı hizmetler yapmasını diliyorum.
Çankırı için aşkla görev yapan herkesin başımızın üstünde yeri var.