“Bütün muhalif grupların kaynağı El Kaide’dir”.
Tarihimizin en büyük mücadelelerinden birisini birlikte yürüttüğümüz ÖSO’ya bu lafı eden ABD ya da PKK sözcüleri değil.
Onların yapmadığı bu suçlamayı ne yazık ki bir milletvekili yaptı.
Türk Ordusu ile birlikte Suriye’de görev yapan ve daha önce de Fırat Kalkanı harekatında yine Ordumuzla birlikte mücadele vererek topraklarına sahip çıkan ÖSO’ya bu terör örgütü suçlaması yapmakla neyi hedeflendiğini bilmiyoruz ama zırvanın tevil götürmeyeceğini biliyoruz..
Ordumuzla birlikte Zeytin Dalı Operasyonunda da yağmur çamur demeden savaşan ÖSO’ya teşekkür etmek varken bu “sorumsuzluk” neyin nesidir?
Bu tür sözler kimin değirmenine su taşır bilinmez mi?..
Dostların gururla, düşmanların ödü koparak izledikleri Zeytin Dalı Operasyonunda Şanlı Ordumuzun can dostuna terör örgütü imasında bulunanlar bunu iyi niyetle yapılmış bir eleştiri olarak açıklayamaz.
Yoksa; Ordumuz ve ÖSO PYD’nin burnunu kırıp daha ilerilere giderse “endişesiyle” şimdiden ön almaya mı çalışılıyor?
“Bütün kötülüklerin kaynağı PKK’dır” diyebiliyor musunuz?..
Sınırımıza tecavüz eden alçaklara karşı yapılan mücadeleyi “Savaşa hayır” diyerek itibarsızlaştırmaya çalışan “ahmakların” PKK ve türevleri ile aynı dili konuştuklarını söyleyebiliyor musunuz?..
ABD’nin eskortluğunda RAKKA’daki DAEŞ militanları silahları ile birlikte ve dünyanın gözü önünde güvenli bölgelere nakledilirken terör örgütü bağlantısını görmeyenler ÖSO söz konusu olunca neden ahkam kesmeye başlıyorlar?..
Sayın vekile küçük bir hatırlatma;
CİA’nın hazırladığı “The World Factbook” sayfasında “PKK’nın Suriye Kolu Suriye Kürtleri Demokratik Birliği Partisini (PYD) Salih Müslim yönetiyor.” ifadelerine yer veriliyor.
Yani ABD; PYD’yi bir terör örgütü olarak kabul ediyor
ABD’ye gür sesle “niçin teröristlerle birliği yapıyorsunuz” diye sorsanıza..
Yazık…
Gerçekten yazık...
Bu; muhalefet değildir.
Eleştiri hiç değildir.
Devletimiz, ordumuz ve milletimiz topyekun istiklal ve istikbal mücadelesi verir ve namusumuz olan sınırlarımızı korumak için canla başla çalışırken bizimle yan yana can cana çarpışan kardeşlerimize karşı yorum ve değerlendirmelerde insaflı olmak sağduyunun gereğidir..
Çünkü milli çıkarlarımız her şeyden ve herkesten üstündür.
İnsanlar gelir geçer ama devlet yaşar..
Her şeyi bildiklerini sananlar keşke biraz da hadlerini bilselerdi..
XXX
Zeytin Dalı Harekatı başladığından beri yazılı ve görsel medyada izliyoruz.
İlkokul öğrencileri biriktirdikleri harçlıkları ile Mehmetçiğe destek veriyor.
Annelerimiz, kadınlarımız, kızlarımız Mehmetçik üşümesin diye çorap ve atkı örüyor, iyi beslensinler diye dolmalar sarıyor, köfteler, gözlemeler yapıyor, hiçbir şeyi olmayan kardeşlerimiz ise odun toplayıp ısınsınlar diye gönderiyor, bir yörük annemiz askerlerimiz için kurban kesiyor, kimi kardeşlerimiz arabalarına atladıkları gibi yüzlerce kilometre yol yapıp ellerinde ne varsa askerlerimize götürüyor.
Bahçelerden toplanan tonlarca meyve askerlerimize ulaştırılıyor..
Askerimizin gıdası da giyimi de en iyi şekilde karşılanıyor.
Aç ve açıkta değiller.
Burada önemli olan onları düşündüğümüzü göstermek ve dayanışma içinde olmak…
Çünkü askerlerimiz namusumuz olan sınırlarımızı yani bizi korumak için oradalar.
Bu nedenle de yapılan bir meşru müdafaadır.
Böylesine meşru bir müdafaaya karşı olmak, hiçbir gerekçe ile açıklanamaz.
Ne yapacaktık?
Sınırımızdan roket yağdıran ABD beslemesi alçaklara gül mü atacaktık?..
Alçakla barış mı olur?..
Savaşacak cesareti olmayanlar barışı koruyamazlar..
Barış lafla değil, güçle sağlanır.
Gücünüz kadar güvendesinizdir.
Günlerdir Kilis’e Reyhanlı’ya Hatay’a roket yağıyor.
Söz konusu PKK olunca barış havarisi geçinen hainler neredeler?..
Bakın kaç masum insan öldü.?
Niye hiç sesiniz çıkmıyor..
Nasıl ki kurtuluş savaşı ile topraklarımız korunabilmiştir bugün de müttefik dediğimiz alçakların üzerimize saldıkları PKK, PYD, YPG ve FETÖ gibi katiller sürüsüyle mücadele veriyoruz.
Eğer bugün bu mücadele verilmez ise yarının Türkiye’si asla bağımsız olmayacaktır.
Her kim bu haklı ve meşru mücadeleyi karalamaya, kötülemeye ve hafife almaya çalışırsa HAİNDİR.
Her kim bu haklı ve meşru mücadelede PKK, ABD ağzıyla konuşursa HAİNDİR.
Ve her kim yalan haber ve görüntüleri bilerek ve isteyerek yayarak halkı umutsuzluğa sürükler ve askerimizi başarısız gibi göstermeye kalkarsa HAİNDİR.
“Ailem beni beklemesin, düğüne gidiyoruz” diyerek aslanlar gibi cepheye giden Mehmetçiklerdeki cesaretin binde birinin bile bu aydın bozuntularında bulunmasını beklemiyoruz elbette.
Kimsenin onlardan anlayış filan beklediği de yok.
Gölge etmesinler yeter.
Son beş yıldır görmediğimiz ihanet kalmadı.
Aydınmış, sanatçıymış, şuymuş buymuş..
Artık kimseye ihanetin konforunu sürme keyfi yaşatılmamalıdır.
İhanetin keyfi değil olsa olsa bedeli olur.
O bedeli hukuk içinde almak da devletin vazgeçilmez görevidir.