Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Büyükçiftlik Beldesi Susat Deresi Mevkiinde, doğumgününü kutlamak için astsubay eşini ziyarete gittiği üs bölgesinden evine dönen Nurcan Karakaya'nın kullandığı otomobilin geçişi sırasında, PKK'lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi üzerine, Nurcan Karakaya yaşamını yitirdi, 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya ağır yaralandı.
Minik Mustafa Bedirhan hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Cenaze töreni için anne oğulun isimlerinin yazıldığı çerçeveler yan yana konuldu.
O çerçevelerden birinde Nurcan KAYA’nın fotoğrafı bulunurken küçük Bedirhan’ın isminin bulunduğu çerçeveye resim konulmadı ve “Bebek” yazıldı.
Bu görüntü akıl ve vicdan sahibi tüm insanlarımızın yüreğini yaraladı.
Bir masum anne ve bir masum evlat PKK terör örgütü tarafından vahşice katledildiler.
PKK’nın uzantı, temsilci, sponsor ve azmettiricilerinin bu alçakça cinayeti “kimden gelirse gelsin” gibi asli faili gözden kaçırarak kınamak zorunda kalmaları “bebek katili” gerçeğinin üzerlerine yapışmasından korkmalarındandır.
Teröristlerin hakkından gelen ve meşru savunma hakkını kullanan devlete katil diye bağıranlar bu alçak cinayeti işleyen PKK’ya katil diyemediler.
Bu cinayeti işleyenlerin Meclisteki uzantılarının, katillerin cenazelerinde boy gösterdiklerini biliyoruz.
Bu yüzden göstermelik kınama mesajlarıyla kimseyi kandıramazlar.
Bu millet katillerin ve destekçilerinin kimler olduğunu çok iyi biliyor.
Devlet te biliyor elbette.
11 aylık bir bebeği ve annesini vahşice öldürecek kadar insanlıktan çıkan katillere bu alçaklıklarının hesabı er veya geç sorulacaktır.
Bundan zerre kadar şüphemiz yok.
Ancak verdikleri siyasi, mali ve lojistik destekle bu katiller sürüsünü ayakta tutan ve ülkemiz üzerindeki hesapları için bu katilleri taşeron olarak kullanan başta ABD olmak üzere AB ve NATO da Nurcan kardeşimizin ve Bedirhan bebeğin ölümünden birinci derece sorumludur.
Elleri en az PKK’nın elleri kadar kirli ve kanlıdır.
Bu katillere ülkelerinin meydanlarını açan, istedikleri gibi propaganda yapmalarını sağlayan, haraç toplamalarına göz yuman ve elebaşlarını Türkiye’ye iade etmeyen ABD, AB ve NATO ile yürütülen her resmi süreçte Bedirhan’ın ve annesinin fotoğrafları toplantı oda/solanlarının görünür bir yerine asılmalı ve katillerinin PKK ve ona destek veren ülkeler olduğu büyük harflerle yazılmalıdır.
Her resmi etkinlikte tören alanının bir kenarında “Bedirhan bebeği ve Nurcan KARAKAYA’yı unutmadık” yazılı pankartlar asılmalı ve bu alçakça cinayet unutturulmamalıdır.
Çünkü onlar masumiyetim sembolüdürler.
Bedirhan bebeği ve Nurcan anneyi unuttuğumuz an onlar yeni Bedirhanları ve Nurcanları katledeceklerdir.
Unutmamalı ve unutturmamalıyız.
Ve her fırsatta bunların bebek katili olduklarını üzerine basa basa tekrarlamalıyız.
XXX
Hukuksuzluğun, kural tanımazlığın ve siyasi ahlaksızlığın en utanç verici örneklerini pervasızca sergileyen ve adaletin ırzına geçen ABD’nin; hakkındaki çok ciddi FETÖ ve PKK bağlantıları nedeniyle Türk Yargısına hesap veren Papaz görünümlü ajanını bahane ederek 2 Bakanımıza yaptırım uygulayacağını açıklaması içimizdeki hainleri pek mutlu etmişe benziyor.
Bunlardan birisi (ki maaşını Türkiye Cumhuriyeti ödüyor) sevincini sanki ABD vatandaşı imişcesine ”gool” diyerek paylaştı.
Bir yanda solcu geçinmek, diğer yandan ABD’den medet ummak.
Keşke gerçek solcu olabilselerdi..
Belli ki bizim“sol tarlayı” da ABD sürmüş.
Ancak bu cici beyler fazla sevinmesinler.
“Gol” ofsayt olabilir.
Ayrıca unutmasınlar;
Maç doksan dakikadır.
XXX
Yazın babamla birlikte Korgun’da yaşayan annem ani rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı Çankırı Devlet Hastanesinde yapılan isabetli tedavi sonucunda sağlığına kavuşarak taburcu edildi.
Korgun’dan ambulansla getirilen anneme acil serviste ilk müdahale yapılarak yatırıldığı Dahiliye Servisinde tedavisinin titizlikle yürütüldüğünü refakatçı olarak kaldığımız süre içinde bizzat gördük.
Doktor Ender YAĞCI’nın hiçbir ayrıntıyı atlamadan Nöroloji ve Kardiyoloji servisleri ile koordineli bir şekilde yürüttüğü tedavi sonucunda çok şükür annem sağlığına kavuştu.
Altı günlük tedavi sürecinde annemin yıllardır kullandığı bazı ilaçların gereksiz olduğu ve yan etki yaptıklarının tespit edilmesi ve kullandığı ilaç sayısının azaltılması gösterilen titizliğin bir örneği olarak değerlendirilmiştir.
Araya herhangi bir tanıdık konulmadan, Hastanede görevli doktor ve diğer sağlık ekibinin görevlerini titizlikle yerine getirdiklerini bizzat görmek bizleri mutlu etti.
Sağlık sektörü ülkemizde eleştiriye en açık alan olup, medyaya da genellikle olumsuz haber ve değerlendirmeler yansıdığından; yaşadığımız bu olumlu tablodan bahsederek, haklarını teslim etmek istedim.
Nasıl ki yanlışı eleştiriyor isek doğrunun hakkını da vermemiz gerekiyor.
Dahiliye Uzmanı Ender YAĞCI başta olmak üzere annemin tedavini yapan ve onu sağlığına kavuşturan tüm sağlık ekibine gönülden teşekkürler.
Bir teşekkür de annemi hastanede ziyaret etme inceliği gösteren Doğruyol Gazetesi sahibi sevgili İrfan HOŞAFCIOĞLU’na.
Böyle zamanlarda gösterilen inceliklerin değeri fazla oluyor.