PKK'ya yönelik hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen iki asker ve bir korucumuzu şehit eden "Koçero Meleti" kod adlı PKK'lı terörist Volkan Bora'nın cep telefonundan çıkan çarpıcı fotoğraflar gündeme oturdu.
Bu gelişme her ne kadar malumun ilanı olsa da zehirledikleri sosyolojiye ninni söyleyen kifayetsiz muhterisler gözlerine ışık tutulmuş tavşan gibi donup kaldılar.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanıp Adalet Bakanlığı’na ve oradan da TBMM’ne gönderilen fezlekede Semra Güzel'in örgüt elebaşı Abdullah Öcalan ve sözde örgüt bayrağının önünde çadır içerisinde çektirdiği fotoğrafları da yer aldı.
Yani mesele sadece katil sevgilisi Volkan Bora ile çektirdiği fotoğraflar ve bu fotoğraflardaki samimi pozlarla sınırlı değil.
Fezlekede, “Güzel'in örgüt hiyerarşisi içerisinde olmadan örgütün kamplarına gidip barınabilmesinin, örgüte ait sözde askeri kıyafeti giymesinin, sözde şehitliğe gitmesinin, örgüt mensuplarıyla futbol oynamasının mümkün olmadığı, aksi durumun hayatın olağan akışına aykırı olacağı, bu nedenle silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği gerekçesiyle dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği” ifade edildi.
Fotoğrafları yayınlayan gazeteci Ceyhun Bozkurt, SuperHaber YouTube kanalında Güzel'in hendek terörü sırasında terör eylemine karıştığını söyleyerek "Polisleri patlayıcıyla yaralayan bir grup var. O gruptakilerden biri de Semra Güzel." ifadelerini kullandı.
Bu fotoğraflar ortaya çıkıncaya kadar birileri için her şey ne kadar da güzel(!) gidiyordu.
Kimi iyi polisi kimi kötü polisi oynuyor, zehirlenmiş sosyoloji uysal koyun gibi dinliyor, nabza göre şerbet verme ustaları fazla mesai yaparak algı operasyonları da hız kesmeden devam ediyordu.
Yandaş/fondaş/ezik ve besleme basının ve elbette ki sosyal medyada bugünler için hazır bekleyen trol ordusunun da katkıları ile sanki kapatma davası açılmamış ya da davadan bir sonuç çıkmayacakmış gibi destek açıklamaları yapılıyor, birlikte Türkiye’yi yönetecekleri günlerin hayallerini kuruyorlardı.
Demokrat olduğunu iddia eden amca; “Demirtaş neden hapiste” soruları soruyor, "haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır" demek suretiyle “Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz, ‘PKK bir halk hareketidir’, ‘PKK’lı gençler onurumuzdur’, Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz’ diyecek kadar terör örgütüne bağlılığını ortaya koyan Selahattin Demirtaş’ı göklere çıkartarak şeref madalyasına layık görüyordu.
Sadece o değil İP’si, SP’si başta olmak üzere yüzde sıfır virgül küsurluk muazzam(!) oy oranına sahip olan “bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik” takımının assolistlerinin de dâhil olduğu malum cephe sık sık Demirtaş güzellemesi yaparak sanki hiç yargılama yapılmamış ve ceza almamış gibi “neden hapiste?” diye soruyorlardı.
Anayasa Mahkemesinde devam eden kapatma davası sürecinde allama, pullama, cilalama operasyonları dört koldan devam ederken HDP Milletvekili Semra Güzel’in terörist sevgilisi ile sarmaş dolaş poz verdiği fotoğrafların ortaya çıkması gizli/açık ittifak ortaklarının planlarına ağır bir darbe vurdu.
Sırası mıydı yani?..
Sosyal medya yalanlarından medet umarak hükümete en ağır ifadelerle saldıranların, her gün yeni bir yalanı piyasaya sürerek algı yapmaya çalışanların sesleri solukları kesiliverdi.
Skandal fotoğrafların ortaya çıkmasının üzerinden 5 gün geçtikten sonra konuşan Kılıçdaroğlu, fotoğrafların çözüm sürecinde çekildiğini iddia etti. Oysa çözüm süreci 2013 yılında başlamış 2015 yılında da sona ermişti. Fotoğraflarsa 2016/2017 yıllarında çekilmişti.
Benim gibi sıradan bir insanın bildiğini ana muhalefet liderinin bilmemesi normal mi?.
Yalan, yalan, yalan, nereye kadar ?..
Kaldı ki çözüm süreci Kandil aşıklar(!) tepesinde sevgililer(!) buluşsun diye mi başlatıldı?..
Yapmayın, milletin aklını bu kadar hafife almayın.
İki askerimizi ve bir korucumuzu öldüren ve kim bilir kaç hain eylemin planını yapan bir katille bir milletvekilinin kol kola fotoğrafları için tepki göstermek yerine çözüm sürecinde çekildiği yalanını söyleyerek masumlaştırmaya çalışmak terör örgütüne verilmiş bir hayat öpücüğüdür.
Bu hayat öpücükleri de artık fazla olmaya başladı, sevgililer bile birbirlerini bu kadar çok öpmüyorlar.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce Kemal Kılıçdaroğlu'nun teröristle fotoğrafı ortaya çıkan HDP'li Milletvekili Semra Güzel'i kınayamadığını belirterek, "Milletvekilinin teröristle fotoğrafı yakışmaz. Savunmak ta yakışmaz. Yok açılım süreciymiş de, yok buymuş da. Niye kınayamıyorsun. Açıkça çık ve kına. Ne var bunda yani" dedi.
İyi de Muharrem bey nasıl kınasın?
Yüzünde rabbi yesir okunan zamane fatihi(!) boş durmuyor ki her fırsatta HDP’ye olan sevgisini ifade ediyor, eş genel başkanla fidanlar dikiyor, yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarını ziyaret ediyor, İBB kadrolarında HDP kontenjanları açıyor, gassallara varıncaya kadar hizmette kusur etmiyor.
Rakibi(!) böyle derinden çalışırken ve ortağının da desteğini almışken, Kılıçdaroğlu fotoğraflara nasıl tepki göstersin?..
Abdulkadir Selvi rezaleti çok güzel özetlemiş; “Cumhurbaşkanı olacağım diye, HDP’lilerin oylarını alacağım diye PKK terörü hakkında dahi bir duruş gösteremiyorsanız, sizin HDP-PKK ile girdiğiniz ilişki soru işaretleriyle dolu demektir. Bu ilişki ürkütücü demektir.
Zaten siz PKK ile mücadele için Irak ve Suriye’de bulunan Mehmetçikle ilgili tezkerenin uzatılması yönünde değil, HDP ile birlikte reddedilmesi yönünde oy kullandınız.
Bundan dolayı PKK yöneticilerinden Murat Karasu size teşekkür etti. Sanıyorum hayatınızda aldığınız en acı teşekkür bu olmalıydı. (Hürriyet 14.01.2022)
PKK’nın teşekkür etmesinden rahatsız olmayan, şehitler için yayımladığı taziye mesajında bile PKK’nın adını anmaktan korkan birisinin silahlı terörist/katille fotoğraf çektiren milletvekilini eleştirmesi mümkün mü?..
Değil elbette.
Mümkün olmadığı için de kıvranıyor, kıvrandığı için de kınayamıyor.
Tezkereye hayır demekle alenileşen flört süreci tüm romantikliği(!) ve teslimiyeti(!) ile devam ediyor.
Hadi onu anladık eli mahkûm, peki kendilerini milliyetçi olarak ilan edenlerin bu rezalete/ihanete söyleyecek sözleri yok mu?.
Oysa şehit bacısına en ağır küfrü ederlerken, şehit ağabeyini yavşaklıkla suçlarlarken ne kadar da cesurlardı..
Neden sesleri solukları çıkmıyor?
Nerede o üfürünce mangalda kül bırakmayan cesur(!) yürekler?
Kendilerine istemedikleri sorular soranları döverken nasıl cesurdular.
Demek ki HDP’li Fatma Kurtulan’ın; “şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz” sözünü/uyarısını bir türlü akıllarından çıkaramıyorlar.
Onlar vaziyeti idare ettiklerini zannede dursunlar, Millet bu derin sessizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyor ve hafızası, günü gelince suratlarına çarpmak üzere her şeyi kaydediyor.
Al gül ver gülüm, bir dargın bir barışık numaraları ve dar alanda kısa paslaşmalarla vazgeçilmez olduklarının özgüveniyle konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan; “CHP başta olmak üzere muhalefet birçok konuda artık karar vermeli. Bizde yönetimde yer alacağımız için tek başlarına bir şey yapmalarına izin vermeyiz. Muhalefetse muhalefetliğini yapmalı... İktidarın ağzıyla konuşmak iktidar ne diyorsa aynısını söylemek, bir partiyi muhalefet yapmaz. Bizden farklı görüşler ortaya koymak CHP'nin elini güçlendirmez'' diyerek 'cesur olma' çağrısı (Aydınlık 30/12/2021)yaparken aslında aba altından da sopa gösteriyordu.
Çünkü muhataplarının o sopadan ne kadar korktuklarını çok iyi biliyordu.
Rahmetli Demirel “doğmamış bebeğe don biçilmez” derdi.
Ama bunlar doğmamış bebeğe don biçip; “biz de yönetim de yer alacağımız için tek başlarına bir şey yapmalarına izin vermeyiz” diyecek kadar ileri gitmişken ortaya dökülen fotoğraflar, ne kadar masum bir aşk hikâyesi masalları anlatırsalar anlatsınlar, bir çuval inciri berbat etti.
Gerçeklerin hiç ummadıkları bir anda “güm” diye ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu olduğu için yandaş/fondaş/besleme/mandacı medya ile gizli/açık ittifak ortakları, yardakçıları ve de bilumum ihanet şürekâsı vurgun yemiş gibi oldular.
Tam da İBB’nin PKK ile iltisaklı kişileri istihdamına ‘kılıf uydurmaya’ çalışıyorlarken bir de böyle “güzel fotoğrafların” ortaya çıkması ayarlarını bozdu.
Güzel'i savunmak adına HDP'li vekil Meral Danış Beştaş, Meclis'te yaptığı basın açıklamasında: "Fotoğraflar, okuldan arkadaşı olan ve aileler arasında sözü kesilen sözlüsüne aittir" diyerek olayı masum bir aşk hikâyesine dönüştürmek isterken hakikati ağzından kaçırdı.
Gerçekten de Kandil Yüksek Terör Enstitüsünden(!) arkadaşlar.
İhanet, cinayet ve uşaklık lisans ve doktora eğitimleri uygulamalı olarak Kandil’de veriliyor.
SuperHaber yazarı Ceyhun Bozkurt’un yazdıklarına göre; Semra Güzel ve Volkan Bora, Harran Üniversitesi’nde Tıp ve İletişim Fakültelerinde okurlarken muhtemel tanışıklıkları gönül bağıyla sevgililiğe dönüşüyor. Okul bitince Semra Güzel doktor olurken, Volkan Bora ise terör örgütü PKK’nın yayın organlarından Dicle Haber Ajansı’nda muhabirlik yapmaya başlıyor ancak, çok sayıda örgütsel faaliyet dolayısıyla sık sık soruşturma geçirince “çareyi” kırsala kaçıp örgüte aktif militan olarak katılmakla buluyor.
Bu arada Semra Güzel kendi sosyal medya profilinde TJA aktivisti ifadesini kullanmış.
TJA, KCK terör örgütünün çatı kadın yapılanması. Semra Güzel bunu açık açık yazdığına göre örgüt kadrosunda da görev yapıyor.
Bütün bunlara ilaveten Fezlekede ifade edildiği üzere örgüt üyeleri ile 89 kez telefon görüşmesi yapmış ve Koçero Gülü” şifresini kullanıyor.
Daha ne olsun?.. hanımefendi terör örgütü adına yapılacak her türlü fedakârlığı(!) yapmış.
Karşılığında da “değerli aile” kontenjanından milletvekili adaylığı önerilmiş.
Ayrıca Kandil TBMM ilişki/irtibatı sadece Koçero Gülü ile sınırlı değil.
Yeni Şafak Gazetesinin haberine göre (13/01); Halen Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan 17 milletvekilinin ya eşi, ya kardeşi ya da çocuğu terör örgütünün dağ kadrosunda faaliyet gösteriyor.
“Semra Güzel’in terör örgütündeki erkek kardeşi Şeyhmus Güzel 2017 yılının temmuz ayında operasyonda etkisiz hale getirildi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy’un kardeşi Şirhat Özsoy, 1992 yılında çatışmada öldürüldü. Diğer kardeşi Nevruz Özsoy hala dağda.
HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir’in kardeşi Nihayet Taşdemir ve yeğeni Pınar Taşdemir, halen terör örgütü saflarında.
HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede’nin abisi Sadettin Dede terör örgütünün sözde kırsal yapılanmasında.
HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ’ın abileri Mazlum Dağ, İbrahim Dağ ve Lütfi Dağ da örgütte. Mazlum Dağ, Erbil’de şehit edilen Türk Konsolosluk görevlisi Osman Köse’nin katili. Diğer abisi İsmail Dağ ise 2003 yılında etkisiz hale getirildi.
HDP Siirt Milletvekili Sıdık Taş’ın kardeşi Nezir Taş 1994 yılında Mehmetçik’le girdiği çatışmada öldürülürken, yeğeni Mahfuz Taş 2019’da sağ yakalandı.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın kardeşleri Fatma ve Ayney Öcalan hala kırsal alanında faaliyet gösteriyor.
HDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın kocası Salman Kurtulan, HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki’nin de kardeşi Ahmet Bilind Tiryaki terör örgütü üyesi. Diğer kardeşi Selman Tiryaki ise 2016 yılında öldürülen teröristler arasında.
HDP Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin’in yeğeni Mizgin Maçin hala örgüt saflarında.
HDP Van Milletvekilli Tayip Temel’in kardeşi U.T, HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik’in amcası L.E. ise güvenlik güçlerine teslim oldu. Yine HDP Mardin Milletvekili Ebru Günay’ın kardeşi Abdulkadir Günay İle HDP Batman Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın kayınbiraderi etkisiz hale getirilen teröristlerden.
HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun’un amcası Fesih Coşkun kırsalda faaliyet gösterirken yakalandı, Dayısı Cemal Yıldız ise 1992’de etkisiz hale getirildi.
HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü’nün teyzesi Kejji Erdem ile HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç’ın kardeşi F. Sarısaç örgütün dağ kadrosu ile irtibatta olan isimler.
HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir’in kardeşi Ramazan İmir hala örgüt çatısı altında faaliyet yürütüyor. İmir’in 3 dayısı ise operasyonlarda etkisiz hale getirildi.”
Gördünüz mü aradaki derin ve organik bağı.
PKK ile HDP arasında inkârı mümkün olmayan organik ve sımsıkı bir bağ vardır ve bu bağ nedeniyle haklarında kapatma istemiyle dava açılmıştır.
İspanya'da Bask Bölgesi'nin bağımsızlığı için silahlı mücadele veren ETA Örgütü'nün siyasi kanadı olan Batasuna Partisi, 1998 yılında yapılan seçimlerde Bask bölgesinde bir milyon 250 bin oyun 224 binini almıştı.
Partinin önemli konumlarındaki politikacılar, daha önceden ETA ile ilgili olaylarda hüküm giymiş kişilerdendi.
Batasuna Partisin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler ile 2003 yılında kapatıldı.
Batasuna üyelerinin dava açtığı AİHM; demokratik toplum yapısına zarar verecek hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle Batasuna’nın kapatılmasını onayladı.
AİHM, Herri Batasuna Partisi'nin kapatılmasına yol açan beyan ve eylemleri, toplumsal çatışma ortamı yaratmaya yönelenler ve terörizmi destekleyenler olmak üzere iki grupta topluyor.
Bu eylem ve beyanların şiddeti desteklediğini, terörizmle bağlantısı olan kişileri övdüğünü belirtiyor. Şiddetin kınanmamasının zımnen onaylanması anlamına geldiğini vurguluyor. AİHM terörizmle bağlantısı olan kişilerin övülmesini ve şiddetin kınanmamasını bile kapatma gerekçesi olarak göstermiş iken; eli kanlı bir katille sarmaş dolaş ve keleşli fotoğraflar çektiren, terör yuvası Kandil’e elini koluna sallayarak gidebilen ve teröristlerle top oynayacak kadar içli dışlı olan bir milletvekilinin bu milletin vergileriyle maaş almaya devam etmesi kabul edilemez.
Bu fotoğrafların çözüm sürecinde çekildiği yalanlarıyla bu kepazeliği görmezden en hafif ifadeyle PKK’nın değirmenine su taşımaktır.
PKK; bu su taşıma işinden o kadar memnun ki teşekkür üstüne teşekkür ediyor, diğer taraftan da ayar üstüne ayar veriyor.
Bu teşekkürlerden utanmak yerine memnuniyet duyanlar başkalarını hainlikle suçlayarak rahatlamaya çalışıyorlar.
Amma velakin o değirmene bu kadar büyük bir hevesle ve göstere göstere su taşıyanlar, bunun sonuçlarına katlanmak zorunda olduklarını unutmamalıdırlar.