Rusya’nın 30 Eylül 2015 tarihinden itibaren Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırılarında sivilleri daha doğrusu muhalifleri ve özellikle Türkmenleri hedef aldığı Uluslararası Af Örgütü tarafından da doğrulandı.
DAİŞ’i vuracağım bahanesiyle (elbette Esed’in davetiyle) Suriye’ye giren ve hava sahamızı defalarca ihlal etme şımarıklığı uçağının düşürülmesiyle sonlanınca Türkmen katliamı tavan yapan Rusya’nın; evleri, camileri, pazar yerlerini ve hastaneleri vurduğu uluslararası yasaları pervasızca çiğnediği Af Örgütü’nün raporlarına da yansıdı.
DAİŞ’e ait ne bir petrol kuyusu, ne bir stratejik birim Rus hava saldırılarının hedefi olmamış.
Çünkü DAİŞ petrolü Esed aracılığı ile pazarlıyor, Rusya Esed’in kankası, İran da bu ikili çetenin suç ortağı olunca DAİŞ üçlü bir desteğin sahibi oluyor ve herkes onunla mücadele ettiğini söylemesine rağmen o bildiğini okumaya devam ediyor.
Bu yüzden dünyanın gözü önünde; yaşlı, kadın, çocuk denmeden siviller öldürülüyor.
Rusya’nın kendisine savunmak için;” siviller zarar görmedi” şeklindeki açıklamalara karşılık, “Rusya’nın Suriye’deki saldırılarıyla ilgili açıklamalarının maskesi düştü” başlıklı raporda, yapılan operasyonlarla ilgili olarak açıkça yalan söylediği belirtilen Rusya’nın meskun mahallerde uluslararası yasalarla yasaklanmış mühimmatı kullandığı da özellikle vurgulanmış.
Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Başkanı Philip Luther, “Rusya’nın bazı saldırıları doğrudan doğruya meskun mahalleri hedef almış görünüyor. Bu alanlarda askeri hedef yok, siviller öldü. Bu tür saldırılar savaş suçu teşkil ediyor” diyor.
Af Örgütü’nün raporlarına göre savaş uçağının düşürülmesinden sonra Rus hava saldırılarında Suriye’de ölen sivillerin sayısı 500 ü aşıyor.
Peki bu savaş suçu iddiasına ve siviller alçakça katledilmesine rağmen Rusya bildiğini okumaktan geri duruyor mu?.
Hayır.
İnsanlık suçu işlendiği Uluslararası örgütlerin raporları ile sabit olmasına rağmen batı kılını kıpırdatıyor mu?.
Hayır.
Çünkü Rusya Birleşmiş Milletler’in beş daimi üyesinden biri..
İçimizdeki bazı hainler de bu duruma öküzün trene baktığı gibi bakıp ses çıkartmazlarken, Rus Televizyonu’na “Türkiye’nin DAİŞ’e sarin gazı sattığı yalanını üflüyorlar.
Putin’e yaranacak ya..
Hangi ülke Türkiye’ye düşmanlık besliyorsa o ülkeden yana olmak gibi “aşağılık bir ruh” haline bürünen insanlar var bu ülkede..
Bunlar kimi zaman sanatçı, kimi zaman siyasetçi, kimi zaman da aydın pozlarında ortalığa çıkıyorlar.
Rusların sivil hedefleri vurduğu ve katliam yaptığı belgeli, raporlu olduğu halde gıkı çıkmayanlar Putin’in koltuk altına girmek için ülkesine iftira atıyor.
Bu mu demokratlık ?..
Bu mu vatanseverlik ?..
Bakın Esed ordusunda 2008-2011 yılları arasında kimyasal silahlardan sorumlu komutan olarak görev yaparken 2012 yılında muhalif saflarına katılan General Zahir Sakit “Suriye’de 5 farklı kimyasal silah deposu bulunduğunu, Birleşmiş Milletler denetiminde yapılan imha sürecinde ise kimyasal silah kapasitesinin sadece üçte birinin imha edildiğini belirterek Kalamun-Bluze Köyü, hama-Ras el Şara, Sıhni Çölü, Cebel El Esir ve Taksis bölgelerinde aktif kimyasal başlık taşıyan 5 silah deposu bulunduğunu ve 45 noktada üretim yapıldığını açıkladı.
Zahir SAKİT’in açıklamalarının devamında; kimyasal silah üretiminde hammadde ihtiyacının Rusya, Almanya ve Kuzey Kore tarafından karşılandığı, üretim ve depolama tesislerinde Rus ve İranlı uzmanların görev yaptıkları iddiaları da yer alıyor.
Birleşmiş Milletler denetçileri tarafından hazırlanan raporlarda; Suriye’de 175 kez kimyasal içerik taşıyan bomba kullanıldığı belirtilirken, yine Zahir SAKİT tarafından; Suriye muhaberatı eliyle Tabka, Deir ez Zor ve Humus’tan DAİŞ’e3 kez kimyasal silah verildiği ve son teslimatın ise Temmuz 2015 tarihinde halep-Ummul Uyn bölgesinden yapıldığı ifşa ediliyor.
Yer ve zaman bildirmek suretiyle yapılan açıklamalar böyle.
Üstelik bu açıklamalar bir dönem kimyasal silahlardan sorumlu bir komutan tarafından yapılıyor.
Şahitse şahit ispatsa ispat..
Olanlara gözlerini kapatanlar olmasını istediklerini söyleyerek bu ülkeye ihanet ediyorlar.
Bu ihanetin sonucu zalim zulmünü sürdürüyor ve olan yine masumlara oluyor.
Rusların desteğindeki rejim askerleri artık DAİŞ gibi Türkmenlerin kafalarını kestikleri intikam görüntülerini yayınlıyorlar.
Bir yerlere yalakalık yapmak uğruna Türkiye’yi suçlayanlar ve MİT TIR’larına operasyon çekenler kına yakabilirler.
El alem şakır şakır kimyasal silah üretiyor, sivil asker demeden bu silahları kullanıyor ve katliam yapıyor siz ise siyasal karşıtlık adına utanmadan sıkılmadan ülkenize iftira atıyorsunuz.
Birgün İran yanlısı birgün Rus yanlısı, birgün Esed yanlısı.
Hainliği anladık ta bu kadar pervasızlığına pes doğrusu..
Esed’in Putin’in, İran’ın sivillere yönelik katliamları karşısında tek kelime etmeyenlerin Türkiye’yi suçlamaya gelince aslan kesilmeleri sizce de ilginç değil mi?..
Sadece dışarıdaki hainlere değil bu sevgileri.
İçerideki hainleri de bir öpüp koklamadıkları kaldı.
Bölücü örgüt destekli ya da kurgulu her katliamda devleti suçlamayı alışkanlık haline getirenler; kanlı cinayet örgütü okul, hastane, cami, ambulans bombalıyor susuyorsunuz.
Hendeklerden barikatlardan sokağa çıkamayan, evlerinin duvarları delik deşik olan insanlar yaşadıkları yerleri terk ederken üzerlerine kurşun yağdırılıyor, mal mal bakıp pişkin suratlarla sizden başka kimseye yediremediğiniz barış edebiyatı yapıyorsunuz.
Sadece öldürüyor ve sadece ölümlerle besleniyorsunuz.
Ülkesini, ülkesinin birliğini savunmak için görev yapan polisi, askeri öldürmekten bıkmadınız namluyu masum sivillere yönelttiniz.
Çatıştığınız askerin polisin silahından çıkan bir merminin bir sivili öldürmesi için tapındığınız şeytana yalvarmadığınız kaldı..
Ama sırtınızı yasladığınız katilleriniz gözlerini kırpmadan sivilleri öldürmeye devam ettiler.
Cizre’nin Nur Mahallesinde 8 aylık hamile olan Güler YANALAK, PKK’lı teröristlerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Zırhlı araçla hastaneye kaldırıldı ancak karnındaki çocuğunu kaybetti.
PKK’lı teröristler, Cizre’deki evinin mevzi haline getirilmesine karşı çıkan 70 yaşındaki Selahattin BOZKURT’u katletti.
İstanbul Küçükçekmece’de terör estiren PKK/YDG-H li bir grup seyir halinde olan 22 yaşındaki Kahraman KÖMÜRCÜ’yü katletti. Yakınları Kahraman KÖMÜRCÜ’nün 2009 yılında yine Küçükçekmece’de PKK’ların Molotof kokteyli atarak yaktığı İETT otobüsünde hayatını kaybeden Serap ESER ile akraba olduklarını söylediler.
İstanbul Okmeydanında halk otobüslerine molotoflarla saldıran PKK’lılar iki otobüsü yaktı bir işyerine de büyük zarar verdi.
Yine Okmeydanında içinde anne ve çocuğu bulunan bir araba yakılmak istendi anne ve çocuğu son anda kurtuldu.
Gözü dönmüş katiller Şırnak’ta bir anaokulundaki 170 küçük çocuğun arkasına sığındı.
Diyarbakır İskender Paşa Mahallesinde yer sofrasında kahvaltı yapan üç çocuk annesi Melek APAYDIN bölücülerin attıkları roketin isabet etmesiyle hayatını kaybetti.
Şırnak’ın Silopi İlçesinde evinden ayrılmak isteye vatandaşların üzerine ateş açılması sonucunda Yusuf YAĞCI hayatını kaybetti.
Bunlar daha bildiklerimiz, namuslu medyaya yansıyanlar..
Ya bir de dağda bayırda öldürülüp bir kenara atılanlar..
Sivilleri ve masumları öldürmek konusunda ne kadar alçaklaştıkları bakın telsiz konuşmalarına nasıl yansımış.
Terörist1: Bir Ambulans geliyor.
Terörist2: Gördüm.
Terörist1: Yaklaşsın yeterince öyle vur.
Terörist2: Vurmayalım bence. Halk bizden koptu zaten. İyice kötü oluyor durum.
Terörist1: Sen emri dinle. Ağır abi emir verdi. Patlat! param parça olsunlar.
Terörist2: ??
Terörist1: Tamam mı anladın mı? Vur diyorum gerisini düşünme.
Terörist2: ??...
Terörist1: Arkadaşım, o beş katlı bina var ya...
Terörist2: ??
Terörist1: O beş katlı pembe bina var ya..
Terörist2: Evet.
Terörist1: Onun üzerinde dört beş çocuk var. Askerlerin yanında duruyor. BISVING (?) ile o binayı vurun? Bulundukları yerde ölürler.
Terörist2: ??
Terörist1: Arkadaş o pembe bina var ya orada her dört tarafta tepe var, BISVING ile vursunlar, iyi bir tarama yapsınlar hepsi yere düşer…hastanenin önündeki binada..
Terörist2: ???
Terörist1: İskender arkadaş senden iyi haber bekliyor. Niye cevap vermiyorsun? Korktun mu?
Terörist2: Bunlar çocuk, ne yapıyoruz biz? Kendi çocuklarımızı mı vuracağız? Ben yokum Heval. Benden buraya kadar.
Terörist1: Emri dinle yoksa …..(küfürler).
Terörist2: ??? (Ses kesiliyor, cevap yok artık)
Terörist1: Bir kobra bir ejder kendilerini aşağı salmış BOTAŞ a doğru geliyorlar
Terörist2: Karpuzun (El yapımı patlayıcı) üstüne gelince patlatın.
Terörist1: Tamam.
Terörist2: Ne oldu patlattınız mı?
Terörist1: Yok. Durdular, aşağı indiler. Anladılar herhalde. Yola bakıyorlar. Köpekleri saldılar, mayın bulanları.
Terörist2: Allah kahretsin, yoğun ateş edin o zaman, birkaçını indirin.
Terörist1: Deli misin yerimiz deşifre olur hepimiz ölürüz. Gerek yok bekleyelim.
Terörist2: Oraya gelirlerse zaten öleksiniz, şerefinizle ölün lan, emri dinle ateş aç.
Terörist1: O kadar şerefliysen gel sen öl lan. Boş boş konuşma.
Terörist2: Sen ölüsün artık, yanındakiler de..
Terörist1: …Dün bana bahsettiğin ev değil mi söylediğin?
Terörist2: Tam hatırlamıyorum valla.
Terörist1: Üç katlı olan ev değil mi?
Terörist2: Evet.
Terörist1: Neden bekliyorsunuz, evden kaçıyorlar, asker yardım ediyor müdahale edin?
Terörist2: Yok bakın annedir, bir kız bir adam var ondan yapamayız.
Terörist1: Hiç fark etmez arkadaş,
Terörist2: Azad kendisi dedi. Sivile dikkat edin dedi. Müdahale edemeyiz.
Terörist1: Fark etmez, fark etmez. Kaçanlar da düşmana yardım ediyor. Düşmana yardım edenler hak ediyorlar. Vurun hepsini, onlarda arasına gitsin
Terörist2: Rozen nasıl olur Rozen?
Terörist1: Vurun…Vurun…
Geçek ve ihanet bu kadar açık iken gerçeğin karşısında ihanetin yanında olanlar er ya da geç bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Kendi çocuklarını yurt dışında okutup okullarını yaktıkları kürt çocuklarını cahil bırakmak isteyenler de ambulanstaki yaralıya ateş açanlar da
Kürt Türk demeden zulüm yapanlar da
Hendek güzellemesi yapanlar da
Öz yönetim tiyatrosu oynayanlar da..
Alt beziyle dolaştıklarına bakmayıp devlete meydan okuyan hainler de
Bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Devlet bu ihanetin bedelini ödetmezse zaten devlet değildir.
Hz Ali (r.a) Ne güzel buyurmuş
Her şeyi affedin ama vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin.