Diyarbakır/Çınar’da gerçekleştirdikleri katliamla 4 yaşındaki Mevlüde İREM, 12 yaşındaki Alper MURAT ve 1 yaşındaki Ecrin MURAT’ı hayatlarından koparan katiller, birbirlerini arayarak “elinize sağlık” tebrikleri göndermişlerdi.
Bu üç sabinin ölümüyle suçüstü yakalanmanın verdiği eziklikle, kanlı terör örgütünün fularlı ve yularlı destekçileri “bebeleri öldürmeyin la” diye sözüm ona tavsiyede bulunmuşlardı.
Herkes kendileri gibi salak ya..
Yalandan özür diler gibi yapacaklar millet te bunu yutacaktı...
Hocasının ablası televizyon programına bağlanıp masum öğretmen ayaklarıyla “çocuklar ölmesin” masalı okuyacak, millet te bunu yiyecekti...
Yiyen ve yutan sazanlar var elbette ama onlar her şeyi yuttukları için ciddiye almıyoruz.
Allah büyük…
Tam da Devlet çocukları öldürüyor iftirası atarlarken masum çocukları uykularında öldürerek suçüstü yakalanıverdiler.
Mevlude, Alper ve Ecrin.
Bu üç masum yavru elleri kanlı katillerin, sonrasında birbirlerini tebrik ettikleri alçakça Çınar katliamında hayatlarını kaybettiler.
Onlarca masum yavrumuz ya top oynarken, ya okuldan dönerken, ya ekmek almaya giderken ya evlerinde yemek yerlerken katledildiler.
Nedense; bebelerin, sivillerin canlarını savunuyor görünen barış (!) dublörlerinden ses soluk çıkmadı.
Kıvırmak istediler kıvıramadılar, konuşmak istediler konuşamadılar.
Bu defa o çok üstün (!) kıvırtma yetenekleri de bir işe yaramadı.
Çünkü katiller içlerindendi.
Çünkü katil kendileriydi..
Bu sefer öyle kötü suçüstü yakalandılar ki artık Avrupa’dan, ABD’den AB’den de bekledikleri desteği alamıyorlar.
Bunun için salya sümük mektup yazıp, “bizi niye desteklemiyorsunuz la” diye kıvranıyorlar.
El atına binen tez iner.
Batı son kullanma tarihi geçen malları kullanmadığını öğrenmiş oldular.
Onlar polise askere saldırdıkça, askerlerin polislerin sırtlarında evlerindeki esaretten kurtarılan yaşlıların, hastaların görüntüleri çıkıverdi ortaya..
Mallarını, mülklerini talan eden, yağmalayan elleri kanlı katillere beddua eden dedelerimizin ninelerimizin bacılarımızın kardeşlerimizin askerimize polisimize gösterdikleri sevginin, saygının, güvenin görüntüleri çıktı.
Onların açlıktan ölüme mahkum ettiği kürt kardeşlerimizin ellerini öpüyordu..
Onların açlığa mahkum ettiği kürt kardeşlerimize yiyecek dağıtıyordu polis ve asker.
Katil diye suçladıkları askerimiz, polisimiz ölüm kapanına sıkıştırılmış masum kürt kardeşlerimizi kurtarırken, elleri kanlı alçaklar işledikleri cinayetlere doymamış olacak ki kıyacak yeni canlar arıyorlardı.
Devleti için canını feda eden bu haysiyetli insanların onuruyla oynamayın.
Onlar sayesinde konfor içinde yaşıyorsunuz.
Kamera gördüğünüz yerde öyle el kol hareketleri ile kahramanlık filan da taslamayın.
Tamam..
Zaman zaman zaaf gösterilmiş, hainliği tescilli mallara adam muamelesi yapılmış ve ürkek davranılmış olabilir.
Ciğeri beş para etmeyen haysiyetsizler muhatap alınmış olabilir.
Ama artık oyun bitti.
Aradığınız işbirlikçilere ulaşılamıyor.
Tekrar denemeye de kalkmayın. Onlar şimdi gübre oldular
Öyle hendekle, çaputla, barikatla bu devlete diz çöktüreceğiniz sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Hatırlarsanız ABD’nin Ankara Büyükelçisi tam bir hain olan Francis J. Ricciardone yerli işbirlikçilerinin kalkışmalarına güvenip kendinden geçercesine” bir imparatorluğun diz çöküşünü izleyeceksiniz” diyordu.
Arkasına bakamadan defoldu gitti.
Kimin diz çöktüğünü gördük.
Bakın Şemdinli’de okulunu iki kere yaktığınız Sidem GÜL TEOG ilk dönem sınavında soruların tamamını doğru cevaplayarak Türkiye birincilerinden oldu.
Daha fazla zorlamayın.
Mevlude, Alper, Ecrin çocuklar evlerinde alçakça katledildikten sonra bu masum evlatların katledilişini bahar erken geldi cemreler düşüyor diyerek kutlayan eş başkanın danışman bozuntusu ortalıktan toz olmuş..
Masum yavruların katledilişini baharın erken gelme sevinciyle karşılayabilmek ancak tarifi mümkün olmayan bir alçaklıkla açıklanabilir.
Madem bahar erken geldi sen niye kaçıyorsun..
Nereye kaçarsan kaç, istersen azmettirdiğiniz katilleriniz gibi etek giyip dolaş fark etmez.. bu masum yavrucakların ahı seni gelip bulacak..
Aga..Twitter’de kabadayılık yapmakla olmuyor.
Siz putlara taptığınız için anlamazsınız.
Mevlude, Alper ve Cemre Allah bilir şu anda cennetteler. Çünkü onlar çocuk, çünkü onlar masum., çünkü onlar mazlum..
Hem Yaradan sorar bunun hesabını, hem de hukuk.
Turp elle mi çıkıyor belle mi çıkıyor göreceksiniz.
Tapındığınız putlarınız da görecekler..
Görevinden uzaklaştırılan bir akademisyen bozuntusu ister nişanlı ister yeni çocuğu olsun bütün polislerin ölmesini istediğini yazmış.
Dünyanın en vahşi hayvanı bile bu mahluklar kadar acımasız değildir.
Eşlerini dul, evlatlarını yetim bırakma bahasına vatanı ve milleti için mücadele veren askerlerimizi ve polislerimizi şehit ettikten sonra da sevinç twitleri atan yaratıklara destek çıkarak Askeri polisi çocuk katili gibi göstermeye çalışan akademisyenlerden bazıları İstanbul Çağlayan Adliyesine verdikleri dilekçede, "Can güvenliğimiz tehlikede olduğundan devletin pozitif yükümlülükleri gereği sayın savcılıkça tarafıma koruma tahsis edilmesini talep ederim" demişler.
Ne oldu?
Hani devlet cinayet işliyordu.
Hani çocuğu olsun, nişanlı olsun bütün polislerin ölmelerini istiyordunuz?
Şimdi o devletten ve ölmelerini istediğiniz/polisten/askerden sizi korumasını bekliyorsunuz.
Ahmet KAYA’nın şarkısındaki sözlerle “ bu ne yaman çelişki be anne”..
Keşke sadece çelişki olarak kalsaydı.
Neresinden tutsan eline geliyor, vıcık vıcık ihanet akıyor.
Şehrin kanalizasyon şebekesi bile bunların hainliklerinin yanında zemzemle yıkanmış gibi kalıyor.
Hayatlarında hiç deve görmemiş iki arkadaş otobüs yolculuğu esnasında yol kenarındaki deve sürüsünü fark ederler ama bildikleri bir hayvana da benzetemediklerinden bir süre sessiz kalırlar. Sonra cam kenarında oturan yanındakine develeri göstererek “onlara bak onlara” der.
Aklınca bilmediği anlaşılmayacaktır.
Diğeri cevap verir “onlar öyle olurlar..”
Yusuf yusufcuklar başlayınca bizim hainler de (!) “böyle” oluyorlar demek ki..