Bilindiği gibi; adeta bir saldırıya dönüşen reklam mail ve mesajları ile ilgili şikâyetlerin artması üzerine yapılan düzenleme ile izinsiz mail ve mesaj gönderilmesi yasaklanarak aksine davrananlar hakkında para cezası uygulaması başlatılmıştı.
Düzenlemeden sonra kısa bir süre yasağa uyulur gibi davranılsa da yaptırımların caydırıcı olmaması ve başvuru bürokrasisi nedeniyle ticari ahlaksızlıkta sınır tanımayan firmaların mesaj ve mail bombardımanına başladıklarını görüyoruz.
Konuyla ilgili düzenlemenin çıktığı Temmuz 2015'ten bu yılın Eylül ayına kadar 200 binin üzerinde şikâyet yapılmış.
Reklam SMS ve aramalarına kesilen ceza Temmuz 2015'ten 2016'ya kadar 1 milyon 898 bin lira olurken, bu yılın dokuz ayı toplamında firmalara yalnızca 25 bin TL civarında ceza kesilebilmiş.
Çünkü para cezasını iplemeyen bu ahlaksızlarla ilgili işlemler zaman aldığı için insanlar küfür ederek mesajı silmeyi daha uygun görüyorlar.
Oğlunun, kızının ya da bir yakının üzerine kayıtlı telefonu kullananlar şikâyet başvurusu yapamıyor.
Telefon kimin adına kayıtlı ise başvuruyu ancak o yapabiliyor.
Bu durumda istenmeyen mesaj geldiğinde telefonun kayıtlı olduğu kişiyi arayıp onun başvuru yapmasını sağlamak zaman kaybına neden olduğu gibi bu kişilerin her defasında aranarak rahatsız edilmek istenmemeleri de şikâyet başvurularını azaltmış gibi görünüyor.
Bundan cesaret alan ahlaksızlar bıraktıkları yerden SMS ve mail saldırısına başlamakta tereddüt göstermediler.
Bakın burada sadece kişiyi rahatsız etmek söz konusu değil örneğin araç kullanırken sizi defalarca arayarak ya da mesaj atarak dikkatin dağılmasına neden oluyorlar. Bu da sürüş güvenliğini tehlikeye atıyor.
Tehlikesi yüksek işlerde çalışanların cebi titrediğinde dikkatleri dağıldığı için 'istenmeyen' reklam faaliyetleri ciddi risk oluşturuyor.
Bu firmalara geri dönüş yapıp rahatsız edilmek istemediğinizi söylediğinizde ise iptal etmek için size link veya mesaj numarası gönderdiklerini belirtiyorlar.
Gönderirken bana mı sordunuz ?..
Niye ben “mesaj göndermeyin” diye geri dönüyorum.
Oysa vatandaşın gönderilen link ve mesajlara cevap vermek gibi bir zorunluluğu yok.
Böyle olduğu halde bu terbiyesiz firmalara yaptırım uygulanamıyor.
Hiçbir ilgimizin olmadığı firmalardan, hiç kullanmadığımız ürünlerle ilgili reklam mesajları geliyor.
Bir ara beş yıldızlı filanca otelde İslami tatil diye bir mesaj furyası başlamıştı.
Mesaj istemiyorum diye cevapladığım halde gelmeye devam etti.
Baktım ki tatilin İslamisinden bahseden bu terbiyesizler islamdaki kul hakkını hiçe sayıyor girdim internet sayfalarına “otellerine ancak yüzlerine tükürmek için gelebileceğimi ” yazdım.
Hak ettikleri bu hakaretten sonra taciz sona erdi.
Be terbiyesizler illa hakaret mi etmek gerekiyor..
Reklam tanıtımdır.
Taciz değildir.
Yazılı ve görsel medya ve kamuya açık alanlardaki iletişim araçları ile ürününüzün tanıtımını reklamını yaparsınız.
Bunlarınkisi hem taciz hem soygun.
Neredeyse döve döve mal/ürün/hizmet satacaklar.
Telefonunuza reklam, bilgisayarınıza reklam, otobüse reklam, billboard’a reklam, evin duvarına reklam.
Neyi açsanız nereye baksanız reklam.
Yeter be..
Bizi rahat bırakın.
Sadece firmalar değil, bazı yerel yöneticiler de bu terbiyesizliği yapıyorlar.
Görev nedeniyle gittiğim bir ilin belediye başkanlığından her Allah’ın günü mesaj geliyordu.
Telefon numaramı kim vermiş niye vermiş bilmiyorum.
Belediyenin internet sayfasına mesaj göndererek o ille hiçbir bağımın, ilgimin olmadığını ve belediyelerinin faaliyetlerinin beni ilgilendirmediğini bu nedenle de mesaj göndermemelerini yazdım.
Uyarıya rağmen terbiyesizlik devam etti ve sanki inadına günde iki mesaj gelmeye başladı.
Baktım ki olmuyor; o ilde bir tanıdığımı araya sokarak belediyenin telefon arşivinden güç bela numaramı sildirebildim.
Benim ekranım, hiçbir ilgimin ve bağımın bulunmadığı bir ilin belediye başkanının çöplüğü mü?..
Bana ne senin faaliyetlerinden..
Görevim gereği yılda en az on ile gidiyorum.
Düşünsenize bunların her birinin belediyesinden bir mesaj gelse günde on mesaj eder.
Hemşehrin değilim, seçmenin değilim..
Basın toplantısı yap, demeç ver hiçbir şey yapamıyorsan soytarılık yap medyada yer al bu beni ilgilendirmiyor..
Cehennemin dibine kadar yolun var.
Terbiyesizliğin bu kadarı bünyeye zarar..
Aptallık sizin tercihiniz olabilir ama bize aptal muamelesi çekmeyin.
Kendiniz gibi aptalların ekranlarını kirletebilirsiniz.
Ama benim ekranımı kirletmeyin.
Beni taciz edercesine mesaj gönderen bir adama oy vermem.
Beni onların gönderdiği mesajlar değil yaptıkları ya da yapmadıkları hizmetler ilgilendiriyor.
Teknolojiyi kullandığımıza kullanacağımıza bizi pişman etmeyin.
Bu arada çok akıllı oldukları iddiasıyla satılan cep telefonlarına gelince, her nedense numara görünmeyen kurumsal mesajları engelleyemiyorlar.
Neden?..
Çünkü onlar da tüketiciyi aptal yerine koyuyorlar.
Şöyle çözünürlüklü, resim böyle hızlı erişim, tüy gibi hafif kağıt gibi ince şu kadar uzun ömürlü pil masalları okuyacağınıza bizi rahatsız eden reklam magandalarını engelleyecek sistem geliştirin.
Telefonda bir sürü teknolojik üstünlük var ama istenmeyen bir kurumsal mesajı engelleme düzeneği yok.
Gerekmeyen her şey var ama gereken bir şey yok.
Tam bir danışıklı dövüş.
O telefon satacak, telefonu kullanan daha çok tüketime yönlendirilecek, daha çok tüketim için de 7x24 reklam saldırısı devam edecek ve sonunda pes edip alıp kurtulacağınızı zannedeceksiniz.
Oysa birinden kurtulduğunuzda diğeri başlayacak.
Bu mesaj saldırısını önlemenin en garantili yolu, reklam mesajı gönderilen mail adresi ya da cep telefonu kullanıcısına işgal bedeli ödemek.
Mevzuata mesela şöyle bir hüküm eklense; “önceden yazılı izin almaksızın ticari mesaj gönderenler gönderilen adres ya da numara sahibine her bir mesaj ya da ileti için harf sayısına basın İlan kurumu tarifesi üzerinden ödeme yapmak zorundadırlar. Bunlarla ilgili KDV ay sonunda tahsil edilir, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ticari faaliyetleri sonlandırılır.”
Böylece devlet bu terbiyesizlerden takır takır KDV tahsil eder ek gelir sağlar.
Bakın bakalım para cezasını takmayan firmalardan bir tanesi artık pervasızca mesaj gönderebilecek mi?.
Dinsizin hakkından imansızın geldiğini unutmayalım.