Bölücü örgütün legal görünümlü uzantıları ile Türkiye’yi suçlamak için her şeyi yapabilecek yalancılar korosunun sahici utanmazları Mayıs’ın sonuna doğru bir açıklama yaparak; DBP Şırnak İl temsilcisi olan Hurşit KÜLTER’in (aslında PKK özsavunma güçleri il sorumlusuydu) 27 Mayıs 2016 tarihinde gözaltına alındığı, ancak bu tarihten sonra bir daha kendisinden haber alınamadığı, devletin 90’lara, Beyaz Toros günlerine döndüğü, TC.’nin kürt gençlerini, meşru siyasetçilerini gözaltında kaybettiğini, işkenceyle öldürdüğünü iddia etmişlerdi.
Bu üfürmenin hemen ardından; Şırnak Valiliği 29 Mayıs’ta tüm kayıtlara bakıldığını, ancak Hurşit KÜLTER isimli birisinin gözaltına alınmadığı, Merkez Komutanlığında bu isme düzenlenmiş bir kayıt olmadığı ve son olarak dönemin İçişleri Bakanı Efgan ALA tarafından yapılan açıklama ile de iddiaların gerçeği yansıtmadığı ifade edilmişti.
Bu net tespite rağmen bölücü örgütün Meclis içindeki/dışındaki temsilcileri/destekçileri ve elbette ruh ikizleri yalanı köpürterek onlarca kez basın toplantısı yaptılar.
Daha önceki benzerlerinde de görüldüğü üzere Uluslararası (önyargılı) basına Türkiye’yi suçlayan ve devletin işkence yaptığı yalanlarını söylemekten utanmadılar.
Yalanları köpürtülerek TBMM’de, Birleşmiş Milletler’de ve AİHM’de dillendirildi.
Tahmin edebileceğiniz gibi ülkemizdeki her kirli oyunda rol kapmaya çalışan ABD işe el attı ve ABD Dışişleri Bakanlığının pis suratlı sözcüsü John KİRBY “olayı araştıracaklarını” söyledi”
Üç kuruş bağış (!) yaptıktan sonra istediğiniz demeci alabileceğiniz, her gün polislerinin en az iki siyahi öldürdüğü ABD’li Senatörler kendi ülkelerindeki vahşeti görmezden gelerek “Türkiye’deki hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinden endişeli olduklarını” bildirdiler.
Yaptığı tek iş bölücü örgüte destek çıkmak olan siyasetçi de grup toplantısına Hurşit KÜLTER’in fotoğrafı ile çıkarak gençleri direniş için sokağa çağırmıştı.
Hatta kendisini davet eden varmış gibi “Yenikapı’ya gitseydik Hurşit KÜLTER’in, Ceylan’ın Berkin’in, Uğur’un gözlerine bakamazdık” gibi göz yaşartıcı bir de cümle kullanmıştı.
Ama bütün bu kurgu/tiyatro Hurşit KÜLTER’in Eylül ayı içinde Irak’ın Kerkük kentinde ortaya çıkıp basın açıklaması yapmasıyla son buldu.
Devletin işkenceyle öldürdüğü iddia edilen kişi hayattaydı..
Ne işkence, ne cinayet..
Hepsi yalandı..
Oysa Kurban eti dağıtırken yerlerde sürüklenen Yasin BÖRÜ’nün; PKK tarafından işkenceyle öldürüldüğü gerçekti..
Terör örgütü PKK tarafından çocuklarının gözü önünde öldürülen Ahmet BUDAK, Deryan AKTERT ve Aydın MUŞTU gerçekti.
Ama bu gerçekler ne ABD’yi, ne AB’yi, ne AİHM’yi ne BM’ yi ne de pis suratlı Kirby’i ilgilendirmiyordu.
Çünkü artık kreş ve anaokullarını bombalayacak kadar gözleri dönmüş ve insanlıktan çıkmış katiller “onların vazgeçemedikleri stratejik müttefikleri” idiler.
Babası gözü önünde katledilen; Deryan AKTERT’in kızı nasıl haykırıyordu duydunuz mu?
“Ey PKK korkmuyoruz sizden, al bayrağa kurban oluruz. Bu bayrakta babamın da kanı var” diyerek bayrağı öpüyordu.
Gencecik bir kız çocuğu dünyanın en kanlı örgütüne ve arkasına saklanmış yalancılara, hainlere, kalleşlere meydan okuyordu.
Bu meydan okuyanların sayısı giderek artacak..
Er ya da geç korku salarak güç devşirmeye kalkanlara hesap sorulacak.
Nitekim bir yerlerini yırtarak sokak çağrısı yapan hainlerin güvendikleri dağlara karlar yağmaya başladı bile.
Sazlı sözlü parlatma dönemlerinde kalabalıkların doldurduğu meydanlarda bulunan polis sayısı dinleyenlerden daha fazla.
Destek verdikleri örgüt tarafından katledilen yöre insanı artık bunları “hangi yüzle geldiniz” diyerek mahallelerine sokmuyor.
Taziyelerini kabul etmiyor.
Aşiretler bir araya gelerek “yeter artık defolun” diyor.
Ey hainler, bölücüler, yalancılar, ölü seviciler
Bozuk saat bile günde iki kez doğru zamanı gösteriyor siz ömrünüzde bir kez bile doğru söylemeyecek misiniz?
Ya da siz de utanma diye bir duygu var mı?..
XXX
Al Quds Al Arabi Gazetesinin haberine göre; Irak Merkezi Hükümeti iki yıldan bu yana Musul Şengal’deki 130 PKK’lıya her ay düzenli olarak kişi başı 900 er dolar maaş ödüyormuş.
Haberin ayrıntılarında 2014 yılı Ağustos ayında Ezidileri DAEŞ’ten kurtarmak için Sincar Dağı’na yerleşen 130 PKK’lının hükümetle anlaşma yaptıkları, maaşlarının ise Şii Haşdi Şabi milislerine ayrılan paydan ödendiği belirtiliyor.
Cevad El Tilbawi adlı sözcü de “Musul’daki Türk Birlikleri meşru bir hedef olacak, Türk askerlerine DAEŞ’e nasıl muamele ediyorsak, o şekilde davranacağız” diyerek
PKK ağzıyla konuşmaya devam ediyor.
Ağız PKK ağzı olsa da suflörün ABD olduğuna kuşku yok.
Arkalarına bakmadan kaçarak Musul’u DAEŞ’e teslim edenlerin bize karşı muameleleri de tabanları yağlayarak kaçmak olur.
Mehmetçiği karşınızda görün bakalım altınızı temizlemekten nasıl muamele yapacağınızı düşünmeye vaktiniz oluyor mu?..
Cesaret ardında yürek varsa anlamlıdır.
Bunların cesareti “benim abim seni döver” cesareti.
Ortalığa saldığı finolarla hesap görmeye çalışan ABD’nin stratejik ortak değil stratejik hain olduğu artık gün gibi ortadadır.
PKK’nın, DAEŞ’in saldırılarında hayatlarını kaybeden her yurttaşımız bu stratejik hainin verdiği silahlardan çıkan kurşunlara hedef olmaktadır.
ABD açıkça bir terör/terörist dostu ve terör örgütleri sponsorudur.
ABD; Fırat’ın doğusundan Kamışlı’ya kadar olan Ayn El Arab, Tel Tamir, Dırbasiye, Resulayn ve Cuadi’de 5 saldırı helikopter üssü kurmuştur. Bu üsler üzerinden de PYD ve YPG’ye silah ve mühimmat sevkiyatı yapmaya devam etmektedir.
ABD’li subaylar Münbiç’in batısında son üç ayda eğiterek sertifika verdiği dört binden fazla PKK’lıya Rakka operasyonu için hazır olun emri verdi.
Bu silahlar ve mühimmat Türkiye’ye sokularak askerimize, polisimize ve sivil halka karşı kullanılmaktadır.
Son operasyonlarda ele geçirilen silahların ABD özel kuvvetlerince kullanılan yeni nesil silahlar olması tesadüfle açıklanabilir mi?
ABD ve NATO silahlarının PKK’da ne işi var?
Görülüyor ki biz sadece PKK ile savaşmıyoruz.
Aslında öncü birliği PKK olan ABD, NATO ve AB ile savaşıyoruz.
Bildiğiniz gibi Başkan adayı Hillary Clinton PKK’ya silah yardımı yapmaya devam edeceklerini söylüyor.
ABD Eğitim Bakanlığı FETÖ bağlantılı kamu destekli özel okul (charter) Harmony Okulları’na öğretmen teşvikleri programı kapsamında beş yıllığına 26,7 milyon dolar finansal destek sağlama kararı alıyor.
ABD bir çıkarı olmasa terör örgütüne bu kadar açık bir mali destek verir mi?..
Ya da bu terör örgütü ABD çıkarlarına kayıtsız şartsız hizmet etmese böyle bir destek alabilir mi?
ABD donanması, kuruluşunun 241. Yıldönümü dolayısıyla twitter hesabından 1801-1805 arasında Trablus kıyılarında Türk bayrağıyla savaşan askerlerin öldürüldüğünü gösteren temsili tabloyu paylaşıyor.
Çok sayıda tepki alınması üzerine bu kez “bu resim, uzun süreli güvene dayalı ortak ilişkimiz olan modern Türk halkını kesinlikle incitmek amacını taşımıyor” açıklaması yapılıyor.
Düşmanlık o kadar açık ki bu tür zırvalar artık tevil götürmüyor.
O halde onların yaptıkları gibi bir yandan müttefik ve ortak numaraları çekmeye devam ederken, diğer yandan da kirli planlarını başlarına çalmanın zamanı gelmiştir.
Askerleri terör örgütünün amblemini takacak kadar pervasızca terör destekçiliği ve sponsorluğu yapanlar bu hainliklerinin ve kalleşliklerinin sonucuna da katlanmalıdırlar.
Devlet aklının da bu yönde olduğuna dair belirtiler beklediğimiz sonun yaklaşmakta olduğunu göstermektedir.
Dostluğun değerini bilmeyene düşmanlığın ne olduğu gösterilmelidir…