Toplamda 76,5 milyon metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen ve dünyanın en büyük havalimanı olan İstanbul Havalimanı'nın ilk fazı 29 Ekim 2018 tarihinde hizmete açıldı.
Bu muhteşem eserin teknik, stratejik ve finansal özellikleri ile ilgili veriler yazılı ve sözlü medyada ayrıntılı bir şekilde paylaşıldığından tekrarlamak istemiyorum ama ülkemize büyük bir ekonomik güç ve prestij katacak İstanbul Havalimanının rekor denilebilecek kadar kısa sürede üstelik milli sermaye ve yerli müteahhitler tarafından yapılmasından ne kadar gurur duysak azdır.
Başından sonuna kadar her aşamada emeği geçen herkese teşekkür ve şükran borçluyuz.
Cumhuriyet laf ebeliği yapılarak değil, böyle büyük yatırımlarla güçlenir ve taçlanır.
O nedenle açılışın Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünde yapılması değerli ve anlamlı oldu.
Siyasi görüş ve düşüncesi ne olursa olsun her Türk vatandaşının böyle büyük bir yatırımın hizmete girmesinden memnunluk duyması gerekirken, bırakın takdir etmeyi bu büyük yatırımın “israf” olarak nitelenmesi, küçümsenmesi, itibarsızlaştırılmaya kalkılması sadece kıskançlıkla açıklanamayacak bir patolojiyi yansıtmaktadır.
Hatırlarsanız, Sabiha Gökçen Havalimanı için de “uçak iniyor mu? Hayır”
“Uçağın inmediği yere havaalanı yapan başka bir ülke gördünüz mü”?
“Bu Tuzgölüne alabalık tesisi yapmak gibi bir şeydir” diye alaycı sorular sorulmuştu.
Geleceği göremeyen, vizyonsuz ve günübirlik siyaset yapanların sorduğu ucuz sorulardı bunlar.
Şimdi Sabiha Gökçen Havalimanı uçuş ve yolcu rekoru kırıyor.
Ama o ucuz soruları soranlar hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorlar.
Dün Sabiha Gökçen için ciddiyetsiz değerlendirmeler yapan “vizyonsuz” zihniyetin bugün İstanbul Havalimanı için “israf ve gösteriş” nitelemesi yapması şaşırtıcı olmamıştır.
Yaptırmamaya, engellemeye ve yıkmaya kurgulanmış bir aklın yerli ve milli olamayacağı ve böyle bir akılla çağdaş medeniyet seviyesinin yakalanamayacağı gün gibi açıktır.
Kayseri Barosunca, Kayseri Adalet Sarayı'nda düzenlenen bir törenine katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun da ifade ettiği üzere; "Biz, milli davanın neferleriyiz. En önemli şey milli olmaktır. Kendimizi pek süslü sıfatlarla ifade edebiliriz. Sosyal demokrat, milliyetçi, muhafazakar, ne dersek diyelim, milli olmadığımız sürece, bu vatan için yüreğimiz çarpmadığı sürece bu sıfatların üç kuruşluk değeri yoktur."
Evet kilit cümle bu…
Milli olmadığımız sürece vatan için yüreğimiz çarpmadığı sürece hiç bir sıfatın üç kuruşluk değeri yoktur.
Tilkinin uzanamadığı ciğere “mundar” demesi normaldir ama ülkeyi yönetme iddiasında olanların bırakın yapmayı hayal bile edemediklerini, rakiplerinin yapmasını
küçümseyip itibarsızlaştırmaya çalışmaları düşündürücüdür.
Bu eser Türkiye’nindir.
Yapanların/yaptıranların malı değildir.
Kazanan da Türkiye olacaktır.
Binlerce insana yeni ekmek kapıları açılacaktır.
Alkışlamaya elleri varmayanlar hiç değilse seslerini kessinler.
Çünkü kötü niyet kabak gibi ortaya çıkıyor ve sırıtıyor.
Bir yıkım projesi olarak sahnelendiği ve meselenin ağaç olmadığı bugün daha iyi anlaşılan gezi kalkışmasının yerli sponsorlarının; İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Boğazı Tüp Geçit, Kanal İstanbul gibi ekonomiye güç katacak ve hayatımızı kolaylaştıracak yatırımların durdurulmasını istemeleri, yüreklerinin bu vatan için atmadığının en güzel kanıtıdır.
Onlara rağmen kervanın yürümesi ise milletin yapılan hizmetleri takdir etmesi ve yenilerinin yapılması için cesaret vermesinden kaynaklanmaktadır.
Kimileri ülkelerini eleştirmek ya da gammazlamak için dış basını referans alırlar.
O zaman onlara İstanbul Havalimanı ile ilgili olarak dış basında çıkan bazı haberleri aktaralım da görsünler bakalım bu muhteşem yatırım israf mıymış?.. değil miymiş?...
İngiliz yayın kurumu BBC; “Dünyanın en büyüğü olması planlanan Türkiye’nin yeni havalimanı İstanbul’da açıldı. İstanbul Havalimanı, 2021 yılında toplam 90 milyon yolcuya ev sahipliği yapacak ve bu kapasite 200 milyona kadar artırılabilecek. Bu, dünyanın en yoğun havalimanı olan Atlanta’nınkinin neredeyse iki katı." ifadelerine yer verildi. Haberde, yaklaşık 9,4 milyar sterlin değerindeki projenin İstanbul’u Asya, Afrika ve Avrupa arasında küresel transfer merkezi haline getirmeyi hedeflediği kaydedildi.
İndependent Gazetesi; “Uçakla hem Newyork’a hem de Şanghay’a 9 saatlik uzaklıktaki İstanbul Havacılık Merkezi olarak hizmet vermek için ideal bir konumda toplam alanı Newyork’un Manhattan adasından daha büyük”
Le Parisien; “İstanbul’un yeni havalimanı dünyanın en büyüğü olacak”
Washington Post; “Türkiye’nin lideri İstanbul havalimanını küresel merkez olma amacıyla açtı”.
Frankfurter Allgemeine; “Erdoğan’ın prestij projesi Frankfurt Havalimanından 3 kat fazla yolcuya hizmet edecek”
Deutsche Welle; “Yeni Havalimanı Türkiye’nin küresel gücünün bir sembolü olarak görülüyor”.
Deutsche Zeitung Gazetesi; İstanbul Havalimanı'nın ilk fazının açılışını, "Havalimanı ve sembol" başlığıyla haberleştirdi. Haberde, İstanbul’un yeni havalimanının resmen açıldığı, başlangıçta 90 milyon yolcuya hizmet edecek havalimanının dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacağı vurgulandı.
Alman Ekonomi Gazetesi Handelsblatt ise "Yeni mega havalimanı, Türkiye’yi havacılık dünyasının merkezi yapacak" başlığıyla haberi verdi. Birçok liderin açılışa katıldığı ve yeni havalimanının 11 bin futbol sahası büyüklüğünde olduğu aktarılan haberde, küresel ticari havacılık sektörünün son 10 yılda yüzde 5,6 büyürken, Türkiye’deki büyümenin yüzde 14 olduğu, THY'nin İstanbul Havalimanı ile daha da büyümeyi planladığı, bunun Alman Lufthansa tarafından yakından takip edildiği kaydedildi.
Belçika devlet yayın organı RTBF; bu projeyle, Avrupa, Asya ve Afrika arasında küresel bir kavşak haline geleceği, 29 Aralık'a kadar havalimanından günde 5 uçuş gerçekleştirileceği, başlangıçtaki 90 milyon yolcu kapasitesinin havalimanını ilk 5’e sokacağı, 2028 yılına kadar 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşılacağı aktarılan haberde, İstanbul Havalimanı’nın çok camlı ve aydınlık olduğu, eğimli hatları ve son teknoloji ekipmanlarıyla fütüristik bir yapı olarak göründüğü kaydedildi.
Rus Rossiyskaya Gazeta; "Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul’da açıldı" başlığıyla verdi. Türk yetkililerin, tamamlandığında dünyanın en büyüğü olması beklenen havalimanını İstanbul’da açtığı belirtilen haberde, havalimanına ilişkin teknik detaylara yer verildi.
İstanbul Havalimanı’nın açılışına ilişkin detayların bulunduğu RİA Novosti'nin "Geleceğin en büyük havalimanı İstanbul’da açıldı" başlıklı haberinde, Başkan Erdoğan’ın uçağının yeni havalimanına iniş yaptığı bilgisi ve Erdoğan’ın açılışta yaptığı konuşmadan satır başları yer aldı.
TASS Ajansı ise gelecekte dünyanın en büyük havaalanı olacak İstanbul Havalimanı'nın isminin açıklandığını belirtti.
En ilginç yorum ise Deutsche Welle’den geldi.
Gazete Berlin Brandenburg Havalimanının yapımının 12 yıldır bir türlü tamamlanamamasını eleştirerek, “İstanbul’daki havalimanının temel atma töreni mayıs 2015’te yapıldı. 4 yıldan az bir sürede bugünkü haline geldi. Berlin böyle bir şeyi ancak rüyasında görür. Almanya’nın başkentinde yeni havalimanı inşaatının başlamasından 12 yıl sonra bile itimat edilebilen bir açılış tarihi yok” ifadelerine yer verdi.
Geçmişte ülkemiz ile ilgili en önyargılı yorum ve haberlere imza atan yayın organlarının bile büyüklüğünü, önemini ve ekonomimize katkılarını kabul ettiği İstanbul Havalimanının hizmete girmesinden rahatsız olanlara “Gölge etmeyin başka ihsan istemez” diyoruz.
Yazımızı Arthur Schopenhauer’in şu sözleri ile bitirelim.
"İnsanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıkları görürler. Takdir etmeden ve zevk almadan geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar. Ve böylece umutlarla kandırılan insan ölümün kollarına koşar."